YILIN SON GÜNÜ, 31 ARALIK 2016
Bugün
yılın son günü, penceremden görülen bir gri gökyüzü, matlaşmış bir beyazlık çevrede
ve havada uçuşan hayalet tanecikler. Kar tanecikleri, bembeyaz lerze. Bilgisayarımın başındayım yine.
Piyanoda Richard Clayderman, Paul de Senneville’in “Marriage d’amour”[1] şarkısı
küçük hoparlörlerimden usul usul çalarken, geçen günlerin kaybolan hayalleri
odamı sarıverdi.
Hasretle
anıyorum geçen zamanı, sonsuza gidenleri. Oysa bugün penceremin
önünde geleceğe de hasretim, geçmişe de.
Her
sabah umutla kalkıyorum, umutla oturuyorum masama ve açıyorum posta kutumu,
eğer varsa gelen postalar, "Ohh" diyorum "Beni de hatırlayan
birileri var bir yerlerde yaşayan. Ne güzel..."
Biliyorum
ailem, çocuklarım, torunlarım başka, başka yerlerde olsalar da sağ ve
sağlıklılar, yaşıyorlar, biliyorum. Eşimin sesi, mutfaktan gelen kaşık
çatal çınlamaları ve musluktan akan su, bana, içinde bulunduğum turkuaz renkli
bir yaşamı hatırlatıyor. Bir yaşama sevinci doğuyor içime ki sormayın
gitsin. Sevincim sürüp gidiyor, ta parlak ateşle kararan gökyüzünde,
kara dumanların kararttığı yanaklarından damlalar yuvarlanan, gözleri
yaşlı çocukları ve ağlayan insancıkları, ya da sararan, erimiş buz
parçası üzerinde şaşkın şaşkın bakan beyaz ayının saf bakışlarını,
katrana bulanmış martının umutsuz kanat çırpışlarını görene kadar. Sonra
bir sızı gelip oturuyor o an yüreğime.
"Aah"
diyorum "Bu ne tezat, bu ne ıstırap! Evet ama gerçek ne? Bizler miyiz eriyen buzlar üzerindeki beyaz ayı, ağlayan gözü yaşlı
insanlar bizler miyiz yıkıntılar altında?” O zaman dank ediyor kafama, çevremiz
bir felâket.
Ümitsizlik
diz boyu, karamsarlık kopkoyu.
Yeni
bir yıldan bahsediyoruz, yeni yıllarımızı kutluyoruz birbirimizin. Aslında her
yeni gün, taze bir yılın başlangıcıdır, önümüzdeki bilinmez bir geleceğin.
Gün
gelir, gün gider, gündüz geçer, gece olur, bedenimiz yorgun ama argın değilse, zihnimiz açık,
bulanık değilse eğer, bizim için her gün, her gece taze bir başlangıç, o zaman
her zaman körpe.
Ne
zamana kadar bilinmez ama yaşarız, üzülsek de sevinsek de, istesek de, istemesek
de yaşarız ama güzel olanı sizlerle
beraber yaşamak. Müzik bitmiş "Tekrar çal" diyorum, sıcacık
bir ton, muhteşem bir ahenk. Bu gidişle ben bunu daha çok dinlerim.
Yeni
yılda gelecek yeni güne kadar hoşça kalın, sağlıkla kalın sevgili dostlarım,
kardeşlerim.
Selamlar, Ankara,
Bağlıca 31 /12/2016 Saat: 11:00
Not: 31 Aralık 2016 gece yarısı İstanbul’da Reina Gece kulübü
baskınında 39 kişi insan kılığındaki biri tarafından öldürüldü ve bizler kanlı
bir sabaha uyandık...
[1] Sanatçının Love in Paris
albüminden alınma. https://youtu.be/TdxlhpXhKT4 Adresin üstüne geliniz( Ctrl + mouse sol tuş)
ile dinleyebilirsiniz.
2016 böyleyse 2020 n'olcak ?
YanıtlaSilNe güzel ve umut dolu bir yazı, tam da ihtiyaç duyulan bir zamanda, ellerine ve düşüncene sağlık.
YanıtlaSil