DARWİN'İN KOLTUK SEVDASI / Ünal Özüak




Darwin'in Koltuk Sevdası




Amerikalı endüstriyel tasarımcı ve araştırmacı Jonathan Olivares,

"Ataxomony of office chair/ofis koltuğunun sınıflandırılması" kitabında evrim teorisyeni, doğa bilimcisi Charles Darwin’in ünlü çalışması “türlerin kökeni” ile paralellikler yakalayarak evrim teorisinin sadece canlı organizmalarda değil cansız organizmalar için de geçerli olduğunu koltuk özelinden giderek tüm endüstriyel ürünlerin sınıflandırmasında görülebileceğini savlamış. 


"Doğal seçim" için Darwin ne demişti hatırlayalım.. "Evrimsel mekanizma çok acımasızdır. Dış çevreye uyum konusunda daha elverişli özelliklere sahip organizmaların, bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğerlerine göre yaşama ve üreme şanslarının daha yüksek olması ve bunun sonucu olarak genlerini yeni kuşaklara aktarabilmeleri yoluyla işler. Yani güçlü olan değil çevreye uyum gösterebilen yaşar.." 


Yazar Olivares rastgele Darwin'den yola çıkmamış tabii. Ünlü doğa bilimcisinin pek fazla bilinmeyen ilk denebilecek bir katkısı da mobilya tasarımı tarihine var. Darwin üstat 1840'da İngiltere'de ailesine ait kır evinin salonundaki tahta koltuğun ayaklarına, yatak odasından söktüğü tekerlekli döküm somya ayaklarını monte ederek, ilk "Hareketli ofis koltuğunu" icat etmiş. Bugünün bilgisayar diliyle kopyala yapıştır yoluyla bir nevi "tasarım korsanlığı" yapmış da diyebiliriz. Ofis koltuğunun evrimi dünya politikalarının monarşiden demokrasiye geçişine paralel seyir göstermiş. 


Başlarda Frederick Winslow Taylor'ın (1911) "bilimsel yönetim" teorisine paralel olarak koltuklar "Statü sembolü" halindeydiler. Rütbeye göre makam koltuğu süsleniyordu. Her dilde benzerine rastladığımız "koltuk sevdası" bu albeniliye kavuşma aşkından geliyor olsa gerek. İnanmayacaksınız belki ama bu "Herkes haddini bilsin" durumu ta ki Amerikalı üretici Herman Miller 1994'te, özelikle bilgisayar kullanıcıları için tek biçim, tek renk ve üç ebatta geliştirdiği Aeron sandalyesini yaygın kullanıma sürene kadar devam etti. O günden sonra mabatların rütbesi değil ebadı seçti koltuğunu. 


Jonathan Olivares'in, eski Yunanca Taxis (Düzenleme) ve Nomia (Metod) sözcüklerinden ürettiği Taxonomy'nin hedefi, özellikle ofis sandalyelerini analiz etmek değil, bir endüstriyel üretimin evrimini, tıpkı hayvan ya da bitki bilimcinin doğadaki evrimi izlediği tarafsız bilimsellikle takip etmek.. 


Sonunda bütün tasarım objelerinin şu sınıflardan en az birine, ama ideal olarak hepsine girmesi gerektiği kararına varmış..

 
a) Herkesin gözüne, hatta kullanmasalar dahi kolay, tan
ınır, anlaşılır gelmek.. 
b) Yapısal ve işlevsel anlamda yapılabilirliklerine üreticiyi ikna edebilmek,
c) İçinde bulundukları zamanı, sosyal, ekonomik, kültürel değişimleriyle yansıtmak.. 


Bugün, hele bu bilgisayar ve playstation’la
r çağında milyonlarca insan her gün saatlerce oturuyor. Oturdukları şey, artık onların sağlıkları ve kendilerini iyi hissetmeleri açısından önemli.. Bel ağrısı çekenler bunu iyi bilirler. 


Darwin'in yatak tekerleklerini sandalyesine eklediği günden beri ofis sandalyeleri evrim geçiriyor. Bir yanda maliyet var. Satışı doğrudan etkiliyor. Öte yanda, oturanın vücuduna uygunluğu sağlayan ergonomik, ama maliyeti arttıran kalite unsurları.. Daha sonra hızla gelişen sigorta sistemlerinin yarattığı kazaya, omurga hastalıklarına sebep olma ve tazminat baskıları.. Olivares tüm bunları bol fotoğraf ve bol analizlerle o kadar güzel anlatmış ki, bundan sonra bir daha onlara "Alt tarafı sandalye işte" diye bakmanız mümkün değil..
Arkasında Darwin'le başlayan müthiş bir evrim var!.


Bu gün, Darwin’in doğuşunun 200 yılında bilimsel çevrelerde mesela Üniversite College London’dan biyoloji profesörü Steve Jones’un “Doğal seçim, eninde sonunda yeniden üretme gücünde kalıtımsal farklılıklarla sonuçlandı. Bu birçok ulusu kasıp kavurdu. Shakespeare zamanında 3 bebekten ikisi 21 yaşına gelmeden ölüyordu. Bu ölümlerin çoğu hastalıklardan, açlıktan ve şiddetten kaynaklanıyordu. Bunların hepsinin dayanma gücünde kalıtımsal öğeler vardı. Ancak şimdi bu tamamen değişti. Darwin’in mekanizmasını besleyen farklılıklar uzaklaştı. Eğer doğal seçim hayatta kalma gücündeki değişimleri hoş görürse, bu değişim gücünü kaybeder. Gelişen dünyada geçtiğimiz birkaç yüzyılda bu zaten azaldı. Sonuç olarak, Darwin’in modelinde doğal seçim ve evrimleşme yok, artık bu teori sona erdi.” diyor olması dahi kuramın haklılığı ve her daim geçerliliğini gösteriyor.


Ama ne dersiniz? Amentü yapageldiğimiz EVRİM KURAMI’da zamana uyum gösterememiş ve doğal seçime uğrayarak son kullanım tarihini geçirmiş olabilir mi?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...