SANAYİ’DEN YEŞİLÇAM’A YOL GİDER
arkadaşları vardı
candan arkadaşları
canım arkadaşları
kimbilir neler olurlardı
okusalardı
oysa ilkokul dörtten sonra üçü oto sanayiye çırak verildiler
pasta-cila radyatör piston rotil istavroz ve meksefeyi
üç günde öğrendiler
öğlenleri bakkaldan veresiye helva ekmek yediler
sonra her pazar haftalıktan artakalan üç kuruşla ceplerinde
sinemanın tahta koltuklarına yerleşip yeşilçam’a gittiklerinde
vay be zengin ve güpgüzel kızların her zaman
hem de her zaman her zaman
hiç değişmez
fakir ama yakışıklı ayhan ışık’la sadri alışık’a aşık olduğunu gördüler
hem de gözgöze gelir gelmez
kendileri gibi tamirci çırağı ya da bahçıvan zeki müren’di
filmin sonunda zevki süren
hem de assolist olur olmaz
eh onlar da köşeyi döneceklerdi elbet
hem de dükkana güpgüzel zengin kızlar gelir gelmez
ne var ki ustaları bırakmaz
lan yakışıklı
onüç ondördü ver ordan bana
dükkanın önünü süpür
git şurdan bi uzun maltepe al gel iki de çay söyle
bakıyorum iyiden iyiye artiz oldun ha olmaz böyle
yeşilçam değil oğlum burası
yersin tokatı babasının sıpası…
Bkz: https://cizenleryaziyor.blogspot.com/p/gulhane-parkinda-ama-ceviz-degil-ben.html)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.