ASIL ADI
BAŞKA
İlk 2 6
11 İzmir / bu yazılışı 2021
Takvimin kapı
aralığından bakıyordum. Eylülün yirmi dokuzuydu. Yıl bin dokuz yüz kırk üç. Yoksulluk
çok, hava sıcak, yaşam güç. Babam yedeksubay asteğmen, bıyıkları
yok. Ben dersen o tarihte yirmidokuz günlük bebek, daha kırkım çıkmamış. ‘‘Akşam indi Nâzım
Hikmet, Çorbacı’nın gözlerinden öp benim için‘’ diyor, Orhan Kemal, şaire
mektup yazmış. Üç gün olmuş salıverileli üç buçuk yıl yattıktan sonra Nâzım’la
aynı yerde. Birlikte somun kırmışlar,
ortak olmuşlar, göğüs germişler her derde. Güz, kış,
ilkbahar, yaz dememiş hem kendinin hem Yaşar Kemal’in Adana’sına gelmiş Orhan
Kemal. Asıl adı Öğütçügillerden Mehmet Raşit. Trenlerde tahtakurusu vardı o
yıllarda, okullarda falan da bit.
Adana’da yerleştiği ev saray sayılmaz, dayının taş evinde bir göz oda. Karşıdaki kahvede de bir polis
oturmakta, besbelli ki görevli.
Nâzım okuyunca üzülmesin
diye ‘’ev dar ama sedir var’’ diyor
mektupta, ‘’iki de minderli sandalye,
oturunca gıcırdar’’.
Gel zaman git
zaman, nereden nereye. Sonradan iki
Kemal ve Nâzım oğullarına birbirlerinin adını verdiler. Yaşar Kemal
oğluna Raşit dedi, Mehmet Raşit’inkilerin biri Kemalî, biri de Nâzım. Nâzım’ın oğlunun
adını ise şiirinden bilir herkes:
Memet.‘’Karşı yaka memleket’’ dedi şair,Varna’dan. İşitti mi dersiniz
Memet?
O gün bugündür o
ay hep Eylüldür takvimde, yıl olsa da iki
ya da üç
bin dokuz yüz kırk
üç. Yoksulluk hâlâ çoktur, hava sıcak, yaşam
güç.
"Ev dar ama sedir var,
YanıtlaSilİki de minderli sandalye,
Oturunca gıcırdar."
Bu insanların bahtsızlıkları hele sizin ifadelerinizle yazdıklarınız insanın yüreği de gıcırdar.
Ustam bu yazıları ya da şiirleri bastırmazsanız öksüz bırakırsınız onları.