Pamela Mboya
Bir gün Nairobi’de Kenya vatandaşı olmuş Alman asılı
arkadaşım Erica Mann’ın evindeki bir davette İtalyan bir iş adamı ve Türk eşi
Fatoş ile tanıştım. Fatoş arkadaş canlısıydı ve kızı Melisa, oğlumla yaşıttı.
Her yıl Melissa’nın doğum günü, güzel
evlerinde kutlanırdı. Geniş bir bahçe ve bir birinden güzel ağaçlar ve
çiçeklerle bezenmişti, fakat gerçekten çok ilginç bir görünüme sahip olan evdi.
Binanın tasarımıyla hemen ilgilendim ve jakaranda ağaçlarının arkasına
gizlenmiş olan bu binanın içini gezmek istedim.
Çocuklar minik midilliye binmek için sıraya girerken ve büyükler birbirleriyle sohbet ederken Fatoş'a evini çok ilginç bulduğumu söyleyip bir mahsuru yoksa gezdirebilir misin diye sordum. Bu arada bir kaç anne ve baba da benimle geziye katıldı. Evin yaşam hacimlerinden biri, dışarıdan ve içeriden erişilebilen silindirik bir rotundaydı (eve bitişik yuvarlak bir oda) . Gerektiğinde ahşap panjurları kapatılarak tamamen dışarıyla ilgisini kesebiliyordu. Ahşap işçiliği güzeldi ve cilalı ahşap duvarlarda hayvan şekillerinde kabartmalar vardı. Duvarları çevreleyen bordo kadife kaplı bir kanepe, herkesin birbirinin görüşünü engellemeden yan yana oturabileceği şekilde tasarlanmıştı. Fatoş ve Luigi, bu odayı kullanmadıkları için dekore etmemişler, orijinal halinde bırakmışlardı. Bir köşedeki kitaplığın iki rafı boştu. Fatoş kitaplığın kenarındaki bir düğmeye basınca kitaplık gıcırdayarak harekete geçti. Bize kitaplığın gizli bir tünele açılan bir kapı gibi hareket ettiğini gösterdi. Fatoş tünelde çocukların oynamasını engellemek için pek kimseye bu geçitten bahsetmemiş. Bir evde kaçış yolu olacağına inanmak zordu. Fakat neden? Daha fazla soruşturunca, Fatoş bu evin, Cumhurbaşkanı Kenyatta'nın ciddi bir rakibi olan ve 1969'de öldürülen ünlü politikacı Tom Mboya'nın dul eşi Pamela Mboya'ya ait olduğunu açıkladı. Bayan Mboya, kocası öldükten sonra evi kiraya vermiş ve bir daha burada yaşamamış. Mboya Caddesi'nde defalarca yürümüştüm ama Nairobi’de bulunduğum süre içinde Mboya kim diye araştırmak aklıma hiç gelmemişti. Mau Mau ayaklanması sırasında İngilizlerle savaşan Kenyalıların ilk Cumhurbaşkanı Kenyatta'ya herkes saygı duyuyor ve gördüğüm kadarıyla da çok seviliyordu. Meğerse Kenyatta’ya karşı da çok muhalif varmış. Kenya, İngiliz sömürge yönetimine karşı bağımsızlık kazanan ilk ve aynı zamanda en gelişmiş Afrika ülkelerinden biri. Ekonomik açıdan komşularından daha iyi olmasına rağmen karanlık geçmişiyle de diğer Afrika ülkelerinden pek de farklı bir ülke değilmiş.
Kenya’nın ilk
Cumhurbaskanı Jomo Kenyatta ve Tom Mboya Gatundu’da.
Mboya bazı şeylere üzülmüş gibi!
Credit: kumekucha.blogspot.com
Mboya siyasi faaliyetlerine Mau Mau hareketiyle başladı ve İngiltere’deki Oxford eğitiminin ardından, Kenya’ya döndüğünde, bir sokağa onun adını verdiği için bildiğim başka bir isim, Argwings-Kodhek'in yerine Hukuk Konseyi'ne seçildi. Daha sonra kendi partisi, Halk Kongresi'ni kurdu. Bir dizi siyasi başarıdan sonra, kabileciliği önlemek isteyenlerden oluşan KANU Partisinin kurulmasında etkili oldu. KANU'nun Genel Sekreteri olarak, Kenya'nın Bağımsızlığıyla sonuçlanan Londra'daki Lancaster House Konferansı'nda Kenya delegasyonun başkanıydı. Kabinede ekonomiden sorumlu bakan ve çalışma bakanı gibi önemli rolleri üstlendi.
Bir gün alış veriş sırasında eczaneden çıkarken Moi Caddesi'nde suikasta kurban gittiğinde sadece 38 yaşındaydı ve 6 yıldır Adalet Bakanlığı yapıyordu. Katil yakalanıp idam edildi, ancak duruşması sırasında suikastın arkasında Kenyatta'nın olduğunu ima etti. Mboya, Kenyatta için ciddi bir rakip miydi? Saygın bir devlet adamı olan o zamanın Cumhurbaşkanı Kenyatta kendi Adalet bakanından bu şekilde kurtulmayı ister miydi? Bu sorular hiçbir zaman cevaplanmayacaktı. Fatoş ve ailesi onun yıllar önce yaşadığı, sevindiği, korktuğu ve çalıştığı odaları kullanmaya Kenya’da kaldıkları sürece devam ettiler.
New York'a tayin edildikten yıllar sonra, bir gün Nairobi'deki UNHabitat Merkezinden o zamanki UNHabitat Başkanı beni telefon ile aradı. Büyükelçi Pamela Mboya'nın Kenya Delegasyonu başkanı olarak UNHabitat'ın pozisyonunun güçlendirilmesi için Kenya Misyonunu desteklemek üzere New York'a geldiğini haber verdi. Onunla işbirliği yapmam gerektiğini söylemek için telefonla haber verilmesi işin ciddi olduğunu gösteriyordu. 1996 yılında gerçekleşen Habitat II Konferansı'nın başarısı, ne yazık ki, Habitat Vakfı fonlarının kullanımının soruşturulması ile gölgelenmişti. Biz de bu Genel Kurul’da bağışçı ülkelerin desteğinin kaybını önlemeye çalışacaktık. Mboya ile birlikte, hem Cenevre'de (1994) hem de Nairobi'de (1995) Habitat II Konferansı'na hazırlık toplantılarında ve Konferans sırasında İstanbul'dan (1996) tanıdığım Kenya Delegasyonu'nun bir üyesi olan Margaret de Pamela Mboya ile birlikde New York’a gelmişti. Hatta New York’a gelirken İstanbul’dan aldığı deri ceketi giymişti.
Hem Pamela, hem de Margaret ile UNHabitat kararını müzakere eden toplantılarda çalışmak ve tüm eylemin olduğu ve “gayri resmi” olarak adlandırılan uzun süren tartışmalardan sonra elde ettiğimiz başarıları kutlamak harikaydı. Tartışmaların başlamasını beklerken, Delegeler Salonu’nda veya BM Merkezi’ndeki Viyana Kahvehanesi’nde arka arkaya kahve içer ve stratejimizi belirlerdik. Tabii her zaman da başarılı olamaz, bazen de kendimize kızardık. Arkadaş olduk, birlikte güldük ve bazen de birlikte hayal kırıklığına uğradık.
Pamela Mboya, Kenya’nın Jacqueline Kennedy’siydi; her zaman gururlu, zarif ve iyi giyimli, çok sakin ve dengeli, gereksiz yere konuşmayan ama her zaman akıllıca sözler söyleyen bir insandı.
Onun varlığından ve mizah anlayışından zevk alırdım. Kenya’da meşhur bir kişi olmasına rağmen, hiç fiyaka yapmaz, geçmişinden, 1964’de Kenya bağımsızlığını ilan ettiği zaman Kraliçe Elizabeth’in esi Prens Philip’le dans ettiği için ondan ilham alan pek çok kişinin kız çocuklarına Pamela adı verdiğinden, çocuklarının başarılarından bahsetmezdi. İlk kocasından ve sonra kayınbiraderiyle evliliğinden ise hiç söz etmedi. Evini gördüğümü ona hiç bir zaman söyleyemedim. Birkaç yıl sonra, tedavi olmak için gittiği Güney Afrika'da öldüğünü duyduğumda kalbim kırıldı. İyi bir dostum daha gitmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.