Uykuda Öykü Şekillenir mi? / Ünal Özüak



Uykuda öykü şekillenir mi ?
















Yanıtını yazının sonunda bulacaksınız. Kübalı bir balıkçı olan Santiago’nun 84 gün boyunca balık tutamamasını anlatan; Hemingway’in ünlü “Yaşlı adam ve deniz” ini çok okumuş, Spencer Tracy’nin  oynadığı filmini çok seyretmiş, hatta Küba’ya gittiğimde ilk iş öyküdeki balıkçının evini ziyaret etmek olduğundan  olsa gerek bu temayı; Mario Puzo romanını kült efsane haline getiren Frank Cappolo’nun ünlü “God Father” filminde ki mafya babası Don Corleone’nin yaptığı onca şeytani işten sonra domates tarlasında kalp krizi ile sonlanan mücadele dolu yaşamının öyküsünü  "iyiler de kötüler de sonunda  ölüyorlar” ortak böleninde toparlayan bir öykü nasıl kurgulanır, uyurken aklıma takıldı. Niye şaşırdınız? 65 yaşı aşan A kuşağı yaşlı toplum Türkiye’sinin senyör bir ferdi olarak geri kalan bütün zamanlarımı, uyku dahil, olumlu değerlendirmek istememden daha normal ne olabilir ? 



Her neyse yazı geçirdiğim balıkçı kasabası Eski Foça limanında portatif sandalyede, elimde balıkçılar tarafından hazır satılan yemi takılmış oltayı suya atmış, domates tarlasındaki Don Carleone’nin yazlık versiyonunu sahnelemiş Santiago’ya dair oltaya bir şeyler takılır da oradan öyküyü sarar çeker alırım beklentisi içindeyim..   Tabii ki uyku bana ilk batında uyanıklık yapma  “yok öyle üç köfte beş kuruşa”. dedi. Bu gibi durumlarda yaptığım gibi kalktım dolaştım, söylemesi ayıp prostat sıkıntını giderdim dönüp tekrar uyuya yattım. Konuşlandığım yere Foça’nın göçmen pelikanları geliyor ve atılan gratis balıkları kapıyorlar. Bundan şuuraltı kalıntı olsa gerek uyku masama ikinci turda deniz kızı Eftalya değil ama Santiago’nun torunu Penelope geldi. Belki de Don Carleone’nin torunuydu orasını bilmiyorum. Ama yunan mitolojisindeki sadakat imgesi şeklinde değil deniz kızı ile Santiago’nun zıpkınla vurup kıyıya getirene kadar hemcinslerince iskeleti kalana kadar parçalanan köpek  balığı karışımı bir şekildeydi.  Kuyruk çırparak sırtına binmemi beni bir yere götürüp bir şey göstereceğini anlatmaya çalıştı. Saçmalama, ne sen yunus filan gibi beni taşıyacak kuvvettesin, ne de benim üç beş  metre yüzecek halim var diyerek tersledim… Penelope bu davranışıma alındı ve rüyadan, masadan kalktı çıktı gitti. Öylesine kalakaldım. Hikayenin tamamlaması başka bir geceye sarktı. Adeta ısmarlamışım gibi iki gece önce seyrettiğim filmdeki  "Yapabileceğimiz en iyi hataları yaparız" repliğiyle iki kahramanın özünde benzer yolculuklar yaptığını fısıldayarak döndü geldi Penelope. Öyle ya her ikisi de yaptıklarının hata olduğunu bir an olsun bile düşünmemişlerdi. Klasik öykü kurgusundaki gibi giriş ve gelişme aşamasını geçtik ve gördüğünüz gibi sonuca geldik; her öykünün sonucu akışında saklıdır…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...