Buluta asılmış / Ünal Özüak

 


Buluta asılmış 35 yıl...

Kafadar ahbap anlamında ki İngilizce 'buddy', 'mate' sözcükleri benim Hıncal (Uluç)ağabey ile dolu dolu, yoğun yaşanmış son otuzbeş yılımı çok iyi tanımlar. Güncel bilgisayar diliyle anlatayım; O sonsuza gidince bende tüm o yılları (WinZip yapıp) indirilebilir yazılım şeklinde sıkıştırıp kompakt hale getirerek  (Cloud'a attım)  buluta astım...Artık benim kafadar ahbapla yaşanmış yıllarım askıda.. Daraldıkça kimilerini, tek kanal TRT'nin arıza anında ekrana koyduğu necefli maşrapa misali, askıdan çekip alıyorum...Sonra az sonra yapacağım gibi mesela, bazılarını gökyüzünü boyarken kullanıyorum... Sözlüğün; İki kişinin birbirini korumaya ve/veya kollamaya dayalı, karşılıklı çıkarları gözeterek sıkı dostluk içinde olması olarak tarif ettiği biçimde...  Ahbap çavuşlar gibiydik. Daha doğrusu o 'ahbap' ben gönlüne estiğinde hiç yüksünmeden nöbete geçen 'çavuş'tum...Arkasından yazdığım 'Köşe yazarlığının efendisi gitti' https:/www.hurriyet.com.tr/sporarena/yazarlar/unal-ozuak/kose-yazarliginin-efendisi-gitti-42174758 yazımda ahbabımı etraflı anlattım. Digital yazı olanaklarından faydalanarak link’in üstüne tıklayıp kalemin efendisinin yaşamsal ayrıntılarını okuyun lütfen. Askıdaki tarifini çekip alıp önce benzerine pek rastlanmayacağını sandığım dostluğu irdeleyelim. Sürekli bir zeka testi içinde olduğunuz ahbap alış verişinin getirisini düşünün... Duyan üçüncü bir kişinin tamamen boş muhabbet sanacağı, iki çift laf içerisinde bir dolu dünyaların gizli olduğu subliminal mesajlar, metaforların gırla gittiği , çapraz bulmaca çözercesine keyif alınan bir sohbet.. Bakın 'çapraz bulmaca' derken alışkanlıkla gene oksimoron yaptım.. Bu ahbaplık salıncağının bir tarafında dünyalar zekisi, bütün yaşanmışlıklarını, bilgi ve görgü hazinesini fil hafızasıyla yanında taşıyan Hıncal abiğ(böyle yazılmasını isterdi) öte yanında bencileyin olunca...62 yapımı 'Salıncakta İki Kişi' filminin siyah beyaz rengini çağrıştıran basketbolde ki çapraz eşleşme ortaya çıkar. Aynen böyleydi bir şeyi yaşarken veya konuşurken kafalarda bunlar herkesinkendi yazısına dönüşüverirdi. Yukarı bakarak dalıp gittiğinde Hıncal ağabeyin yazısını yazmakta olduğunu anlar bir iki gün içinde de köşesinde okurdum zaten. Olmadı… yaz bunu ekselans derdi… ‘Daha çok konuşacaklarımız var Hıncal abi’ https://sonsoz.com.tr/daha-cok-konusacaklarimiz-var-hincal-abi/ yazımda hastanedeyken çok yalvardım dön gel diye ama spor, kültür, müzik, sinema, tiyatro, eğlence… hayata dair ne varsa yazan, konuşan, anlatan, tartışan “Hıncal tarzını” yaratan adamımız, yarım asırlık tanış, otuz yıllık yakın dost, ağabey tercihini gitmekten yana kullandı… https://sonsoz.com.tr/sevgisizler-gunu-olsaydi-ne-olurdu-kisi/ SEVGİSİZLER GÜNÜ olsaydı ne olurdu kişi? yazımdan askı yaratanı olduğu 14 Şubat’a uyumlu olacak son alıntıyı yaparak bulutuna gönderelim ölümsüz ahbabımı. ‘Malum her 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Hıncal Uluç ağabey yineleyerek yazar biz de okuruz günün anlam ve önemini… “Tam 41 sene geçmiş aradan.. 1981 Ocak ayında.. Erkekçe  dergisinin Şubat, ikinci sayımızda.. Sevgililer Günü’nü kapak konusu yaptık. Sevgililer Günü’nün hikâyesini tatlı tatlı yazdık.. Sonra özetini haber gibi yazdık ve İstanbul gazetelerindeki dostlara elden verdik.. “Bunu kullanın” diye.. Hemen hepsi kullandılar.. Harika bir “Sevgililer Günü” vitrini yaptı Vakko, kadın, erkek, en güzelhediyelik eşyalarıyla.. Ona bakan öteki ünlü Beyoğlu mağazaları da benzer vitrinler yaptılar ve daha ilk senesinde gün ülkemize yerleşti Valentine Day…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...