EKONOMİ
Başlığa bakıp da ekonomi konusunda ahkam keseceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Bu konudaki fikirler benim ilgi alanıma ne yazık ki hiç girmedi, ama bizim caddedeki kebapçının park görevlisi ile konuşmam bu anımı yazdırdı.
Hata bende, durduk yere sordum, ne var, ne yok diye. Bekliyorum ki adam bana "n'oosun abey yuvarlanıp gidiyoz" desin. Park görevlisi de bu işareti bekliyormuş. Ağabey diye başladı. Burada uyanmam lazımdı, abi değil tam telaffuzu ile ağabey. Bu konjonktür dedi. "Nee konjonktür mü?" sözünü kesmedim, giderek daha büyük sorunlar yaratabilir dedi. Ben olanca cehaletimle "eee" demek gafletinde bulundum, (gir içeri de ye kebabını be adam). Biliyorsun dedi, (ben de bilgiç bilgiç kafa salladım) bizim borsamız sığ düzlemde hareket ediyor ( bizde borsa mı var diyemedim). Bu global sistemde sığ açılımlı borsaların etkileri ve giderek kamusal ve özel sektör yatırımlarının makro ekonomideki ağırlıklarının azalması, dış yatırımcılarına salt finans girişimi imkanları yaratması (benden sadece eeeee). Genel ekonomik verilerdeki sapmalara sebep olmakta diye sürdürdü sözlerini.
Bence RTÜK bütün TV kanallarını kapatmalı.
Dayanamadım sordum, peki bütün bunlardan sana ne diye.
Adam
patladı, az önce park yerinden fırlayıp giden arabayı işaret
edip "Bu gece bahşiş vermeden kaçan kaçıncı araba bu biliyor
musun?"
İki, üç defa üst üste okudum, anlamak için. Harika bir son olmuş.
YanıtlaSilBence RTÜK bütün kanalları kapatmalı diyorsun ya, orada insan kopuyor arkadaş. Kalemine sağlık...
Sevgili Sadık hocam, senin beğenin benim için çok değerli, sağol...
YanıtlaSilÇok hoş ve veciz. Sağol.
YanıtlaSilCan dostum Cemal Kayalar’dan taa ne zaman dinlediğim bir anektodu anımsattı:
Robert McNamara bir zamanlar Dünya Bankası bilmemnesi iken Yozgat’ın tilki bile gelmez bir köyüne orman kredisi vermek için helikopterle harman yerine inmiş. Kendisini ters giydiği kasketle ve kıçı yamalı pantolonuyla karşılayan Muhtara, gelmeden önce iyice ezberlediği ‘’nassın muhtar ? ’’ diye sorunca, hayatından bezmiş Muhtar ‘’nossung beyim, sürünüyoh’’ diye yanıt vermiş. Benzer bir yanıt beklediğin park değnekçisinin fahri ekonomi doktoru olduğunu nereden bilesin? Çağ mı atladık, nedir ? Yoksa tüm ekonomi bahşiş üzerine mi kurulu ? :))
OÜ
Sevgili Okan hocam, ekonominin üst yönetiminin karar ve davranışlarının sade vatandaşa yansıması senin dediğin gibi ancak bahşiş vs seviyesinde oluşuyor sanırım. Selam ve sevgiler. Hilmi
SilMadem konu Dünya Bankası Başkanına doğru sarktı, bir de bu var benim yaşadığım...
YanıtlaSilDünya Bankası ülkemize kredi vermekte olduğu zamanlar. Turizm Bankasının Güney Antalya Turizm Gelişim Projesini de sıraya almışlar, Mr. McNamara gelip projeyi yerinde görecekmiş Bir Temmuz günü öğlenleyin bize haber verdiler Ankara'dan, "Proje ile ilgili bilgi verecekler yok ortada, yola çıkıyorlar, bize siz karşılayın, Güney Antalya sahasını siz gezdirin dedi Ankara." Biz Antalya Kaleiçi Projesinde görevliyiz, Doğan, Baykan, Fehmi Baba geldikçe dinlediklerimizden kulaktan dolma bilgi sahibiyiz, gerisi hayal gücümüze kalmış. Ama O protokolü karşılayacak vasıtamız yok. Bir arkadaşımızın beyaz bir Renault 12 si var, o kadar. "Turizm Müdürlüğü karşılar, ağırlar" dendi rahatladık.
Konyaaltı'nda varyantta başlanmamış, battal kalmış bir Otel şantiyesi var, tek telefonumuz da orada. Misafirhanede görevli Bekçiye ANtalya Havalanına THY uçağının inip inmediğini sormasını istedik.
Bizim Salih kendine çeki düzen verdikten sonra numarayı çevirdikten sonra karşısına ilk çıkana "Hanımefendi Ankara Uçağı indi mi acaba? McNamara bey gelcekti, geldi mi? Hayır McNamara, McNamara... Bu bey Dünya Bankasındanmış, evet o gelcekti..." Bize döndü, biz de çıkmak üzere kapıdayız, "Onu bilmiyor ama Ankara uçağı şimdi inmiş..." dedi. Koca ABD eski Dışişleri Bakanı ve şimdiki Dünya Bankası Başkanını sıradan memur yapmıştı...
Çok güzel yazmışsınız....
YanıtlaSilBen de bir ekleme yapayım...
Bir deveye sormuşlar; Boynun neden eğri?
Deve, “Medula Spinilasin merkezi ilk omurun miyeli sinirlere yaptığı lokal baskıdan ötürü dorsal ve ventral motorik sinirler sıkıştığı için”
Bilindik bir fıkra. Köyün birinde gecelemek zorunda kalan bir kaç prof. odanın ortasında yanan sobanın altına yerleştirilmiş bir domates kasasını görünce, önce bir mana verememişler. Ev sahibi odun getirmeye dışarı gidince bu garip yerleştirmenin manasını çözmek için fikir yürütmeye başlamışlar. "Bu adam konveksiyon akımını biliyor ve ısı dağılımını rahatlatmak için yerden yukarıya koymuş sobayı" demiş biri. "Sobanın hava kapağını biraz yukarı alarak odunların yanışını hızlandırmak için sobayı yerden kaldırmış" demiş diğeri. Birbirlerine karşı tezlerini şiddetle savunurlarken, "Ev sahibine soralım" demişler. Adam hocaları dinlemiş, dinlemiş: "Yok ağalar" demiş "soba borusu baca deliğine yetişmedi bir boy eksik geldiydi. Boru eksik gelince ben de sobayı yukarı kaldırmak için altına meyva kasası yerleştirdim demiş.
YanıtlaSil