İhraç Ettiğimiz Mimarlık
Suha Özkan Hon. F AIA
Türkiye’de nedense pek söz edilip yeterince takdir
edilmeyen başarıların arasında, mimarlarımızın, dış ülkelerde
gerçekleştidikleri nitelikli yapıları da sayılmalıdır. Bu yeteneklerin arasında Emre Arolat,
Selçuk Avcı, Enis Öncüoğlu, Erginoğlu-Çalışlar,
ve Tabanlıoğlu Mimarlık ilk ağızda anılacak mimarlık ve tasarım grupları
olarak öne çıkanlar. Bu mimarlık bürolarının New York, Londra, Berlin, Moskova,
Dubai gibi birçok ülke ve kentte büroları var. Kısacası Uluslararası ortamda, Uluslararası
rekabet içinde çalışıyorlar. Zaman içinde hepsinin başarılarına değiniriz.
Biraz tematik olup, bu ay, burada Selçuk Avcı ve
Tabanlıoğlu’nun Afrika ülkelerinde gerçekleştirdikleri Kongre Merkezlerini ele
alalım. İster siyasal , isterse bilimsel ya da sanatsal olsun kongre merkezleri
bir bakıma o ülkenin “Misafir Odası” niteliğindedir. Gelişmiş ülkelerin hemen
hepsinde onlarcası varken, kongre merkezleri Afrika ülkelerinde yeni bir
gereksinme ve bir bakıma da itibar kaynağı olmaktadır. Bunlardan Tabanlıoğlu
tarafından tasarlanan Libya, Ekvator Ginesi, Senegal ve Selçuk Avcı yapıtı
Kongo Kongre Merkezleri olarak, Türkiye çıkışlı mimarlık becerisinin bu
kıtadaki varlığıdır.
İlk üç merkez bir bakıma başarının zincirlemesi olarak görülmelidir.
2010 yılından sonra peşpeşe gelen üç kongre merkezi, işveren ülkelerin
yöneticilerinin beğenilerinin, Konya Selçuklu Kongre Merkezi ile
geliştirdikleri tasarım yeteneğinin sürdürülmesi olarak Tabanlıoğlu üzerinde
yoğunlaşması olarak yorumlanabilir.
Libya’nın Başkenti, Trablusgarp’da yer alan Tripoli
Kongre Merkezi 20 bin metrkare alanı kapsayan iki katlı yatay düzenleme
içinde çözümlenmiş bir işlevler
karışımıdır. Yapımına 2010 da başlanan merkez bir bakım Tabanlıoğlu’nun bu yapı
türü için geliştirdiği tasarım dilinin öncüsüdür.
Güneşi süzerken yarattığın gölgelikle yapıyı dış
etkenlerden koruyan metal ızgara aynı
zamanda yapının temel kimlik öğesi olmaktadır. Işığın ve güneş ışımalarının
süzülerek girmesi, iç mekan duvarların som cam olmasına olanak sağladığı gibi
yarı açık gölgeli dolaşım alanlarının belirli bir konfor düzeynde yer almasını
sağlamaktadır. Yapı buradan doğal ortama açılıp çevresiyle bütünleşmektedir.
Ekvator Ginesi, Malabo kentinde yer alan Sipopo Kongre
Merkezi Atlantik Okyanusu kıyısında, bir ormanla çevrili dramatik bir alanda
yer almaktadır. Kullanılan örtücü ızgara olabildiğince ince düşülmüş geometri
örüntülerinden oluşur ki mimarlar bu örtüye dantel demekte haklıdırlar. Girişte
yer alan çift kat yüksekliğindeki hol bir iç meydan denebilecek denli geniştir.
Bu yapıda da tasarlanan çift çeper sert
iklim koşullarını yumuşatarak süzmesi ve mekanlar arası dolaşımın doğal ortamda
rahat yer almasını sağlamaktadır.
Tabanlıoğlu’nun peşpeşe gerçekleştirdiği kongre
merkezlerinde üçüncüsü Senegal’in Başkenti Dakar yakınlarında sevilen bir doğal
ortam olan Cape Vert’deki Kongre Merkezi’dir. Bu yapıda da Tabanlıoğlu’nun
geliştirdiğ pergola örtü ana tema olmaktadır. Metal pergolayakındaki ulu ağacın
dal örüntüsünden esinlenmiştir. 15inci
Francophone birlikteliğine 75 ülkenin Devlet Başkalarının katılımı ile tarihe
geçmiştir.

x
Selçuk Avcı’nın tasarladığı Congo Kintele Kongre Merkezi
içinde bir otel de barındıran kapsamlı bir yapıdır. Merkez Brazzaville’in yeni
gelişmekte olan alanında yer alır ve Güneyinde Congo Nehrine panaromik bir
manzarası vardır ve Kuzeyinde ormanlık bir alan bulunur. Yapı nehre paralel
eğime uyumlu bir biçimde yer alır.
Konumlamada otel ve kongre yerleşkesi aynı bütünün
parçaları olarak düşünülmüş ve ortamı oluşturan iki işlev birlikte bir oluşum
olarak tasarlanmıştır. İki ana işlevi bir araya getiren bir meydandır.
Toplantılar yönelik işlevler, dış etmenlerden korunaklı
bir arkad ile ilişkilerdirilmişlerdir. Sokak benzeri birleştirici unsun bir etkinlik
söresinde promenad görevi eren ve bur tür yapıların dış mekanlarında özlenen
bir kentsellik barındırmakta, aynı zamanda yerleşkenin nehir le olan ilişkisini
belirlemektedir. Yerleşkenin öteki kenarını belirleyen beş katlı otel
yükseltilrek toplandı işlevlerini içeren yapıların üzerinden nehir manzarasına
açıktır. Yapı dili standart modern mimarlık uslubuna sadık ve sakindir. Burada
Avcı mimarlık dışavurumu olarak özel bir kimlik ya da varoluş aramamaktadır.
Hocamın izniyle, başka ülkelerdeki başarılı tasarımlarını konu ettiği isimlerin öncüsü olarak Vedat Dalokay’ı özellikle ve ayrıcalıkla anmak isterim. Başkaları da yok değil ve eminim Suha bunları da başka yazılarında konu edecektir.
YanıtlaSilTasarımları ile değil ise de ‘’uygulayıcılık’’ görevleriyle yurtdışında uzun yıllar etkili olmuş çok sayıda mimar meslekdaşımız da var ki bunlar da Suha’nın masasında yazılmayı bekliyordur.
Bunlara ek olarak başka bir kategori sayılması olanaklı ‘’akademisyen’’ meslekdaşlarımızdan da söz etmekte yarar var: Akademik kariyer sahibi olanlarımızdan azımsanmayacak bir sayının --özellikle 12 Eylül ve YÖK sonrasında-- TR üniversitelerindeki görevlerini sürdürmemeyi yeğleyerek başka ülkelerin eğitim kurumlarına göçtüğü herhalde okurlarca biliniyor ve umarım anımsanıyordur. Bu kişiler hakkında ‘’gittikleri ülkelerde üstlendikleri eğitim / yönetim görevleriyle hem ‘’Türk mimarları’’nı temsilde etkili olmuşlar, hem de başka yerlerdeki genç kuşak mimarların yetişmesine ciddi ve önemli katkıda bulunmuşlardır ‘’ demek yanlış olmaz. O bakımdan, bu ‘’akademik göçmenler’’ ile 1930’larda TR yüksek eğitim kurumlarının gelişmesinde etkili olan yabancı uyruklu eğitimci vd diğer uzmanlar arasında benzerlik bile belki kurulabilir.
OÜ