Mimar mimardır / Ünal Özüak

 

Ünal Özüak 

kitap/mimari

 

Mimar mimardır…



Başlığa “yapma ya” dediğinizi duyar gibiyim ama demeyin anlatacağım…Aklınıza gelen her türlü şeyi, olayı, projeyi vb. gerçekleştiren kişi veya kişilere… “mimarı falancadır” demez misiniz? O zaman neden yadırgadınız mimarın mimar olmasını. Mesela Atatürk nedir? Türkiye Cumhuriyetinin mimarıdır. Çok maksatlı sözcük cümle içinde kullanımında yerine göre sıfat olur tarif eder, fiil olur çekilir, zamir olur varlıkları ifade eder, tümleç olarak yüklemi tamamlar, başlı başına özne ve yüklemdir zaten.Malum Dünyanın en eski mesleğinin argoda ki tanımı fahişeliktir ama inanın insan oğlunun güvenli barınmasını sağlamaktan yola çıkarak meslek haline gelen ilk uğraş mimarlıktır. Yıllar önce yine burada “her fani biraz mimardır” demiştim. Kişi önce korunmak ve barınmak gerekçesiyle yaşadığı mekanı örtüye sarmalamak ister. Anadolu’da ilk bilinen barınak, megaron denilen tek dar kapıdan girilen dikdörtgen yapıdır(ki sonradan mimarlığın sembolü olacaktır). Temel ihtiyaç karşılandıkça estetik kaygısı başlar ve “sürdürülebilir konfor arayışı” devreye, bu işi meslek olarak yapan profesyonelleri, mimarları sokar. Mimarlık zanaat olarak başlamış sanata evrilmiştir. Mesleğinin öncülleri duvar ustaları/masonlardır. Kilise, kathedral, şapel gibi dini yapıların tasarım ve inşasında kullanılır meslek erbabı zanaatkarlar  a dan z’ye yapıyı tasarlar ve inşaa ederlerdi. Ancak bu köleler şehirler arası serbest dolaşamazlar, kiliseler arası iş alamazlardı. Erbab duvar ustaları mimarlar teknik meslek sırlarıyla pasaport sağladılar imtiyazı ve kendilerine “HÜR” denmişti. Gel zaman git zaman 1700’ler sonlarında loncalara diğer meslek gruplarından kişiler operatif duvar ustaları yanı sıra felsefi çalışmalar yapmak üzere “KABUL EDİLDİLER”. Her meslek erbabı da böylece biraz mimar oldu. Bugün ezoterik çalışmalar yapan sevgi mabedi mimarları Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar” adlarını böyle aldılar. Yine burada “Mimar çok şeydir” dediğimi de hatırlarsınız.. Aslında bana kalsa “Mimar her şeydir” ama tevazuyu elden bırakmayalım. AB’nin kabul ettiği üç asal meslek doktorluk, avukatlık içinde mimarlık adı üstünde tek yapıcı, yaratıcı olanıdır. Mimar çok boyutlu kavrar dünyayı. Bu dünyayı handbook/el kitabı kıvamında anlatan kitabımıza gelince; Jan Gympel’in “Antik Çağlardan Günümüze MİMARLIĞIN ÖYKÜSÜ” rahat okunur, aspirin bilgiler aktaran “başucu başvuru kitabı” mimarlık üzerine aktarmak istediklerime fırsat sağladı. Kitabın arka notunda, “Eski Yunan’da mimar “usta yapıcı” diye anılırdı. Resim ve heykel, mesela duvar resimleri ya da frizler çoğu kez bir yapı projesi bağlamında biçimlendirildiğinden mimarlık görsel sanatların “ana”sı kabul edilirdi.” Dedikten sonra okuyucuyu “İnsanlığa hem korunma hem de görsel bir ziyafet yaşatan bu sanatın tarihöncesinden 21.yüzyılın başına kadar tüm aşamalarının, önemli mimarlarının, akımlarının yer aldığı bir zaman yolculuğuna çıkartıyor. Kitap akademisyenlerin kendi araların da ki entelsidik değil, tamamen sade okura mimarlık hakkında çekirdek bilgi verecek nitelikte. Önemli yaklaşımlar, Brok, Rokoko, Grotesk vb.dönemsel üsluplar ve onları yaratanlar hakkında anahtar bilgilere sahip oluyor, mimari terimleri resimli örnekleriyle öğreniyor ve/veya gerektiğinde ulaşıyorsunuz.

 

Mimarlığın Öyküsü

ISBN 978-605-192-278-2

www.hepkitap.com.tr/info@hepkitap.com.tr

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...