Cehennemde Kavrul / Okan Üstünkök

 







CEHENNEMDE  KAVRUL  KÖROLASI   EINSTEIN

                      (İlk 2007’de yazıldı. O zamanki  başlığı ‘’İyi ki Doğdun Yavrum’’du. Bu yazılışı 2021’in sonu. İçerik değiştirilmedi  ama  aradan geçen 11 yılda yaş karşılaştırması oranları ne yazık ki daha da oğulun aleyhine oldu… Kabahat Albert’in)

 

                Oğulun kırkıncı yaşgününde bir aradaydılar.

                Baba-oğuldan çok ağabey-kardeş gibiydi ilişkileri. Birbirine benzeyen yanları çoktu ikisinin.  Baba erken evlenmişti. Yirmi yaşını az aşmıştı oğul doğduğunda. Şimdi oğul kırkına gelmişti, baba da altmışlarına.

                ‘‘Zaman ne çabuk geçti, off...’’ diye söylendi baba,  doğum günü pastasını keserken. ‘‘Ortaokula başladığında okulun  yemeklerini beğenmemiştin de öğlenleri Piknik’de yemen için gidip anlaşma yapmıştık. Sanki dün gibi ama aradan otuz yıl geçmiş. Vay canına..’’     Sonra konuşmayı sürdürdü: ‘‘Gel seninle basit bir hesap yapalım’’ dedi oğula, pastayı yemeğe başlamadan. ‘’Bak: O zaman sen on yaşındaydın, ben otuz falan. Yaşın benimkinin olsa  olsa üçte biriydi. Ben senin şimdiki yaşına geldiğimde ise sen yirmi yaşındaydın. Senin yaşın benimkinin yarısı olmuştu. Bir bölü iki. Öyle değil mi?’’ ‘‘Evet, öyle’’ dedi oğul. Bir yandan da ‘‘haydi hayırlısı, bakalım babam lafı nereye getirecek’’ diye geçiriyordu aklından.       Baba devam etti. ‘’Geçen o kadar zamandan sonra bak şimdi sen kırkına geldin, ben altmışlarıma. Senin yaşın artık benimkinin üçte ikisi. İki bölü üç, yani göreli olarak daha fazla.’’    Bir kaç yıl umursanmazsa hesap doğruydu ve diyecek pek bir  şey yoktu.  ‘‘Tamam,’’ dedi oğlu da , ‘‘ama ne var bunda?’’   ‘’Şu var, geçen yılların sayısı herkes için aynı ama bu hesapla sen benden daha hızlı yaşlanmış oluyorsun ! Einstein’ın kuramı doğrulanmış oldu işte.   Daha ne olsun?’’  

                 Oğlu kendini tutamadı. ‘’Ne biçim hesap ‘lan bu ?’’ dedi babasına. ‘‘Einstein’la ikiniz bir oldunuz,  bir anda ihtiyarlattınız beni,  s..tınız doğum günümün içine be!’’

                 Dedim ya, baba-oğuldan çok ağabey-kardeş gibiydiler.



5 yorum:

  1. Okuduğum en tatlı mini öykülerden biri, eline sağlık. Mizah yaklaşımın hiç eksilmesin değerli arkadaşım. Puna

    YanıtlaSil
  2. Sağol Puna. Dostlukla kal.
    O

    YanıtlaSil
  3. Yaşım büyüdükçe bu fani dünyadan gitmemek için bahane arıyorum, armudun sapı, üzümün çöpü gibi bir tanesi de bu olabilir. yalansa eşek olur anırırım, O (o burada belirsiz) benden daha fazla yaşadı... Sessizlik...

    YanıtlaSil
  4. Gitmemek için bahane aramak, gitmek için sebep bulmaktan iyidir Sadık. Ne kadar geç gidersek o kadar kârlı çıkarız. Hepimiz için sağlıklı günler olsun.
    O (belirli olan O)

    YanıtlaSil
  5. Dikkatli okurlar farketmiştir: Giriş açıklamasında ''ilk yazılışı 2007, bu yazılışı 2021, aradan geçen 11 yıl...'' yazmışım. Aradan 11 değil 14 yıl geçtiğini düzelterek vurguluyor ve bağışlanmamı diliyorum. Aslında matematiğim iyidir, inanın.

    YanıtlaSil

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...