Aşçıbaşı / Aliye Çelik

 

Aşçıbaşı

Koskaca ağaçların gölgesinde  ezilen villaya ulaşmak için arabanın taşlı, dik bir patikadan inmesi gerekiyordu. Çevrede bahçeler içinde pek çok villa olmasına rağmen burası ıssız bir yerde olduğumuz izlenimini veriyordu. Çakılların gıcırtısı, köpeklerin sesleri geliyor fakat çevrede tek insan görünmüyordu. Arkadaşım Sally  ve Amerika Yardım Teşkilatında (USAID) çalışan eşi David, USAID'e ait güzel bir konakta iki çocukları,  aşçıları ve yaşlanan köpekleriyle birlikte oturuyorlardı.

 

Evleri, Nairobi’nin en yoksul gecekondu mahallelerinden biri olan Kangemi'ye çok yakındı. İnsanlarin üst üste yaşadığı gecekondu mahallesinin gürültüsünün buraya ulaşmadığına şaşmamak imkansızdı. Bu konaklar  USAID lojmanlari olduğu ve orada görevliler kira vermedikleri için  böyle bir mahallede yaşamak zorunda kalmaktan  şikayet etmiyorlardı.  Sally ve David,  universiteyi bitirince önce  Barış Gücü’nde çalışmışlar, sonradan da USAID’de geçerek  tüm Afrika’yı gezmişler bir süre de Liberya’da yaşamışlar..  1980 yılında Liberya’da görevliyken, Master Sergeant Samuel Doe tarafindan  kanlı bir askeri  darbe yapılmış ve  Cumhurbaşkanı Tolbert  ve 13 yardımcısı idam edilmişdi. Bu devirde her tarafta cinayetler işlendi, evlere  baskınlar yapıldı. Doe anayasayı kaldırıp bütün kuvveti kendinde topladı. Sally’ler de, oradaki korkunç olaylarda,  can güvenliklerinin kalmadığını düşünerek  hayatlarını kurtarmak için bütün eşyalarını geride bırakıp küçük yaşdaki çocuklarıyla çok zor koşullarda kaçmak zorunda kalmışlardı. Onun için soygun gibi küçük olaylardan gözleri korkmuyordu! Evlerinde bulunan alarm sistemi, herhangi bir sorunu Nairobi'deki ABD Ordu Üssü'ne bildirme kapasitesine sahip olduğu için kendilerini güvende hissediyorlardı.



Kangemi

 






Sally’nin  ailesindeki herkes son derece hareketli ve maceracı idi, ve bu yüzden her hafta sonu
sadece Kenya'da değil komşu ülkelerde de safariye çıkıp, kamp yapmaya giderlerdi. Gittikleri 
her yere çadır kurar, yürüyüş yapar, vahşi hayvanların sesini dinler ve onları gözlemlerdi. 
Bir yandan böceklerle, sıtma yayan sivrisineklerle mücadele ederken, yaktıkları ateşte  evden
getirip ısıttıkları yemekleri yerlerdi. Böyle her hafta sonu safariye gidip açıkta çadır kurmak 
bana işkence gibi geldiğinden, bizi kendilerine katılmaya davet ettiklerinde gitmemek için 
bahaneler uydurmaya çalışırdım. Aşçıları Joseph Sally’lerin bu  gezilerinden dolayı pek mutlu
oluyordu bence. Joseph’in niye Cuma günleri çalışırken şarkılar söylediğinin nedenini  ancak
bir hafta sonu gezilerini iptal ettikleri zaman  anladılar. Evlerine gittiğimde bana bu hikayeyi 
anlattılar.
 

Safaride
 



Hindistan'a giderken Nairobi'de bir toplantıya katılmak üzere konaklayan  bir arkadaşlarından
haber aldılar ve cumartesi günü  arkadaşlarını  yemeğe çağırdılar. Sally’ler Nairobi’deki güzel
restoranları arkadaşlarına tanıtmak için sabırsızlıkla arkadaşlarının gelmesini beklerken 
Safarilerini iptal ettiklerini de aşçılarına söylemeye lüzum görmediler.
 
Sally, Cumartesi sabahı  erkenden köpeklerin havlamasıyla uyandı. Pencereden dışarı 
baktığında, kapıdaki kulübede evi korumakla görevli askarinin (güvenlik görevlisinin) ellerinde 
şişelerle bahçeye giren üç Kenyalı’ya kapıyı açtığını ve aşçı Joseph tarafından karşılanan bu üç
kişinin Joseph’in  kulubesine doğru gittiklerini gördü ve hiç üstünde durmadı. Ertesi sabah yine 
askarinin kapıyı açtığını ve elinde şişeleri olan başka bir gurubun Joseph'in bahçenin bir 
köşesinde yapılmış küçük  konutuna  yöneldiklerini gördü. Joseph'in o hafta sonu neden bu
kadar popüler olduğunu merak etti ama bu konuyu kafasına takmadı. O iki günde de 
arkadaşlarıyla ilgilendiği için  Joseph’den bir şey istemesine  hiç gerek olmadı.
 
Birkaç ay sonra Sally  grip oldu ve ateşlenince de işine gidemedi. Joseph'ten, yatakta kaldığı
süre boyunca kendisi sokağa çıkamayacağı için bakkaldan süt ve ekmek almasını  istedi. 
Pam yiyecek alışverişlerini kendisi yapmaktan her zaman hoşlandığı için alışveriş Joseph’in işi
değildi ama o gün çaresizdi.  Evde yatarken bir ara köpeklerin  havladığını duydu, yatağından
kalkıp camdan dışarı baktı ve elinde şişesi olan bir adamın askari ile konuştuğunu gördü. 
“İyiki  yatak odamdan kapiyi gorebiliyorum” diye düşünürken sonraki yarım saat içinde böyle
bir sahne en az üç kez daha tekrarlandı.
Tipik kaçak changaa imalatı
 Şimdi gerçekten ne olup bittiğini, bu adamların niye ellerinde boş şişelerle geldiğini merak 
ediyordu. Joseph'e ziyaretçilerin kim olduğunu sorduğunda, aşçı Kisumu'daki köyünden 
akrabalarının bazen onu ziyarete geldiklerini söyledi. Ertesi gün Joseph'i  yine çarşıya, 
bu sefer çarşıda daha uzun süre vakit geçirsin diye balık almaya  gönderdi ve  askarinin cebine
birkaç Shilling koyup, Joseph'in, Kangemi sakinleri tarafından çok sevilen yerel bir içecek 
olan changaa'yı kulübesinde ürettiğini itiraf ettirdi. Changaa, Kenyalılar tarafından mısır 
gibi tahılların fermente ve distile edilmesiyle üretilen, yasaklanmış  bir içkidir (2010 da bu 
yasak kaldırıldı).  Diğer içkilerden cok daha  ucuz ve kuvvetli olan bu içkinin tüketilmesinin
yasak olmasının nedeni, içine pek çok hastalık ve ölüme neden olan maddeler konarak daha 
kuvvetli hale getirilmesi olmuştur. Devlet changaa imalatını önleyemediği için,  kaçak içki
yapanlara büyük para ve hapis cezaları verirdi. Sally, bu gizli içki fabrikasını keşfetmek için, 
bahçede aşçı, şöför ve çocuk bakıcısı gibi yardımcılar için yapılan bahçenin öbür ucundaki  
kulübeye girdi ve etrafı  kontrol etti. Bunca yıl, bu evin içine girip hiç bakmadığı için kendine
kızaraktan iki odalı, mutfağı, tuvaleti içinde olan bu yaşam alanını dolaştı. Kulübenin bir odası
ufak bir içki imalathanesine çevrilmişti. Joseph balıklarla eve döndüğünde karşısında 
Sally ile David’i buldu.
Yaptığı işin yasadışı olmasını bilmesine rağmen Joseph'ten kurtulmak kolay olmadı. Bağırdı, 
çağırdı, ayrılmak istemedi, yeterince maaş almadığını ve haksız muamele gördüğünü iddia etti. 
Sarhoş olup naralar attı. Sonra da yalvarmaya başladı. Neyse Kenya polisi işin içine girince 
Sally neticede Joseph’ten kurtuldu, fakat içki konusunda şikayette bulunmayarak Joseph’i yine 
de en az 5 yil hapisten korudu.  

Bu olaydan sonra, Sally yeni aşçısı John’un üstünden gözünü ayırmıyor. Arada bir de acaba 
Joseph’le bu imalathaneyi birlikte işletip arkadaşlarıma changaa ikram etse miydim diye  
düşünmüyor da değil.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...