MUTFAK VE BEN
Her şey birkaç yıl önce
başladı, bütün suç mutfakta. Güzel bir gece idi, canım aniden sahanda
yumurta yapmak istedi, istemez olsaydı. Bütün iyi niyetimle mutfağa girip,
uzun aramalar sonunda yumurtayı buldum. Ama iş onunla bitmiyor, daha önce
TV’de görmüştüm, yağ lazım bir de tava. Tavayı da sonunda buldum, tencereler
gecenin bir saatinde bağımsızlıklarını ilan edip yerlerde yuvarlanarak
kaçıştıktan sonra, onlara ne oluyor anlamadım. Yağ konusunu ise anlatmayacağım,
belki bu konuda benim de biraz hatam olmuştur. Yağ neden duvar, yer, tavan
üç boyutunda hareket ediyor bilmem ama yumurtayı ince kabuk içinde
yaratana ne demeli, o sert kabuğu zar gibi ince yapmak da nesi? Neyse dolapta
yedek yumurtalar varmış, bunu da arabanın stepnesi gibi dolaba yedek olarak
konulmasından anladım.
Yumurtalara neden kullanma
kılavuzu koymadıklarına bir anlam verememiştim. Dolaptaki son yumurtayı başarı
ile kırarken artık bir uzman olarak kullanma kılavuzuna gerek olmadığını iyice
anladım, diğer acemi yumurtalar yağı örnek alıp üç boyuta homojen olarak
yayıldıktan sonra. Sonunda gerçek bir aşçı olduğumu biliyordum artık. O son
değerli yumurtam da kavrulmamış olsaydı. Yine de çok lezzetli idi. Buraya kadar
normal, her uzman aşçının yaşadığı olay.
Esas temizlik faslı geldi ki
mutfak iyiden iyiye hır çıkardı, ben de başından aşağıya geçirdim çamaşır
suyunu. Mutfaktan birkaç saat sonra çıktığımda savaş alanları, hain mutfağın
yanında tatil yöresi kalırdı. O menfur olaydan sonra mutfağın yanından
geçerken, ben koridorun karşı köşesine sığınıyorum, mutfak da kapısını kapatıp,
balkona doğru ürkmüş kedi gibi bombe yapıyor.
Hilmi Berk
Kısacık ama baştan sona ‘’metaphor’’ dolu. Mutfak, yumurtalar, korkup kaçan tencereler,tava, yağ, tümü birer kişilik olup çıkıyorlar okurun karşısına, hem de bir kaç kısa paragrafta. Metaforların en çarpıcısı da son cümledeki müthiş gözlem: ‘’mutfak...ürkmüş bir kedi gibi bombe yapıyor’’. Kediciler iyi bilir, o cadılar gerçekten de ürkünce sırtlarını anında Elencenin omega harfine çevirebilirler. Bravo Hilmi. Kutluyorum.
YanıtlaSilO
Yorumunuza çok teşekkür ederim. Metaforlar gerçekten mizahın ana unsurlarıdır, hem güldürür, hem de düşündürürler. Tekrar teşekkürler.
SilHilmiciğim. Ellerine sağlık ustaca yazılmış bir öykü.
YanıtlaSilBen bu öykü işini sizlere bırakıyorum. Kısaca olması anlamını daha kuvvetlendirmiş. Okan hocam hariç herkes böyle kısa ve yanar döner yazamaz. Devam kardeşim... Sadık
Sadık'cığım, senin yazılarını büyük bir keyifle okuyorum, lütfen öykülere devam et, Okan'ın diğer tüm arkadaşların yazı ve şiirlerin de aynı güzellikte, senin ve sevgili Uzun Ahmet'in fotoromanınız şahaneydi. Yorumuna ve emeklerinize sonsuz teşekkürler. Hilmi Berk
YanıtlaSilSadık, Hilmi yerden göğe haklı. Senin öykü ustalığın tartışılmaz. Yenileri mutlaka gelecektir, biliyor ve bekliyoruz.
YanıtlaSilO