Mutfak ve ben / Hilmi Berk

 

MUTFAK VE BEN

 

 Her şey birkaç yıl önce başladı, bütün suç mutfakta. Güzel bir gece idi, canım aniden sahanda yumurta yapmak istedi, istemez olsaydı. Bütün iyi niyetimle mutfağa girip, uzun aramalar sonunda yumurtayı buldum. Ama iş onunla bitmiyor, daha önce TV’de görmüştüm, yağ lazım bir de tava. Tavayı da sonunda buldum, tencereler gecenin bir saatinde bağımsızlıklarını ilan edip yerlerde yuvarlanarak kaçıştıktan sonra, onlara ne oluyor anlamadım. Yağ konusunu ise anlatmayacağım, belki bu konuda benim de biraz hatam olmuştur. Yağ neden duvar, yer, tavan üç boyutunda hareket ediyor bilmem ama yumurtayı ince kabuk içinde yaratana ne demeli, o sert kabuğu zar gibi ince yapmak da nesi? Neyse dolapta yedek yumurtalar varmış, bunu da arabanın stepnesi gibi dolaba yedek olarak konulmasından anladım.

 

Yumurtalara neden kullanma kılavuzu koymadıklarına bir anlam verememiştim. Dolaptaki son yumurtayı başarı ile kırarken artık bir uzman olarak kullanma kılavuzuna gerek olmadığını iyice anladım, diğer acemi yumurtalar yağı örnek alıp üç boyuta homojen olarak yayıldıktan sonra. Sonunda gerçek bir aşçı olduğumu biliyordum artık. O son değerli yumurtam da kavrulmamış olsaydı. Yine de çok lezzetli idi. Buraya kadar normal, her uzman aşçının yaşadığı olay.

 

Esas temizlik faslı geldi ki mutfak iyiden iyiye hır çıkardı, ben de başından aşağıya geçirdim çamaşır suyunu. Mutfaktan birkaç saat sonra çıktığımda savaş alanları, hain mutfağın yanında tatil yöresi kalırdı. O menfur olaydan sonra mutfağın yanından geçerken, ben koridorun karşı köşesine sığınıyorum, mutfak da kapısını kapatıp, balkona doğru ürkmüş kedi gibi bombe yapıyor.

 

Hilmi Berk

 

5 yorum:

  1. Kısacık ama baştan sona ‘’metaphor’’ dolu. Mutfak, yumurtalar, korkup kaçan tencereler,tava, yağ, tümü birer kişilik olup çıkıyorlar okurun karşısına, hem de bir kaç kısa paragrafta. Metaforların en çarpıcısı da son cümledeki müthiş gözlem: ‘’mutfak...ürkmüş bir kedi gibi bombe yapıyor’’. Kediciler iyi bilir, o cadılar gerçekten de ürkünce sırtlarını anında Elencenin omega harfine çevirebilirler. Bravo Hilmi. Kutluyorum.

    O

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuza çok teşekkür ederim. Metaforlar gerçekten mizahın ana unsurlarıdır, hem güldürür, hem de düşündürürler. Tekrar teşekkürler.

      Sil
  2. Hilmiciğim. Ellerine sağlık ustaca yazılmış bir öykü.
    Ben bu öykü işini sizlere bırakıyorum. Kısaca olması anlamını daha kuvvetlendirmiş. Okan hocam hariç herkes böyle kısa ve yanar döner yazamaz. Devam kardeşim... Sadık

    YanıtlaSil
  3. Sadık'cığım, senin yazılarını büyük bir keyifle okuyorum, lütfen öykülere devam et, Okan'ın diğer tüm arkadaşların yazı ve şiirlerin de aynı güzellikte, senin ve sevgili Uzun Ahmet'in fotoromanınız şahaneydi. Yorumuna ve emeklerinize sonsuz teşekkürler. Hilmi Berk

    YanıtlaSil
  4. Sadık, Hilmi yerden göğe haklı. Senin öykü ustalığın tartışılmaz. Yenileri mutlaka gelecektir, biliyor ve bekliyoruz.

    O

    YanıtlaSil

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...