4 Nisan 2023 Salı

Bir Ameliyat Hikayesi

BİR AMELİYAT HİKÂYESİ

Her şey arkadaşlarımızla ailece bir cuma

Hilmi ve Teoman kardeşlerimizin hoşgörüsüne sığınarak... Sadık

akşamı kebapçıya gitmemizle başladı. Yaz olduğu, daha doğrusu kavurucu bir yaz olduğu için kısa kollu bir gömlekle gitmemle başladı demem daha doğru olur. Kebapçıdan çıkarken arkamdan gelen otuz küsur yıllık can dostum, ülkemizin yetiştirdiği değerli bir Profesör Doktor “Dur bakayım…” dedi, elini sol dirseğime değdirdi ve “Pazartesi muayenehaneme gel” dedi.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu hikâye her şey olup bittikten sonra bir seferde yazılmadı, gün be gün, bazen saat be saat gelişen durumları yazmaya çalıştım. Bir gün sonra olacakları bilemediğim için hikâyemdeki sürpriz durumlara hem kendimi hem de sizleri hazırlamak istedim.

Bütün bunları anlatmamdaki neden acemi bir hasta olduğumdan, belki de benim gibi acemi hastalara yardımcı olmak istememdendir. En son elli dört sene önce sekiz yaşımda iken eniştem olan bölüm başkanı bir hoca apandisit ameliyatımı yapmıştı. O gün bu gündür ne ameliyat oldum ne de anestezi gördüm.

İstanbul trafiğinde en geçerli mazeret köprüyü geçemedim olduğundan, bu olayda ben ne yazık ki bu mazeretin dışında kalan ender bir vatandaş olarak evimin üst katındaki muayenehaneye gitmemek için bir neden üretemedim. Tek çaremi kullandım ve iki kat yukarıya asansörle çıkmayı düşündüm. Ola ki asansör ben içinde iken arızalanır, gitmemi engeller, ne gezer, hain asansör tık demeden beni doktorun kapısına attı.

Dikkat ettiyseniz şu ana kadar ne bir isim ne de bir kurumdan bahsetmedim. Yazacaklarım reklama girmesin diye, bundan sonra da yazımda bölüm başkanı olan can dostumdan ve onun ekibinden hoca veya doktor, hastaneden de sadece hastane olarak bahsedeceğim. Öylesine mükemmellerdi.

Gelelim hocanın muayenehanesi faslına. Hoca muayene etti, sol dirseğimdeki sorunun ameliyatla alınması gerektiğini söyledi. Bir de müjde verdi. “Biz” dedi, “eşimle yarın yurtdışına on günlük tatile gidiyoruz, dönünce ameliyatını yapacağım” diye ekledi. On gün, yaşasın, tatilde nasıl olsa unutur diye umutlandım.

Devamı için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...