28 Nisan 2023 Cuma

Ankara Asırlık Başkent / Sadık

 Ümit veren -bugünlerde çok ihtiyacımız var- bir Yayım

Ankara Asırlık Başkent 


Sevgili Yurdaer Songun pişman olmadan dört beş sene  önce, Engin, Yurdaer ve ben, yaşadığımız kenti merak ederek, başladığımız gezerek ve görerek Ankara'yı tanıma  düşüncesiyle "Çarşamba'yı sel aldı, bize Salı kaldı" deyip sokakları arşınlamaya başlamış idik. O günden bu yana bu işi azimle devam ettiren Yurdaer kardeşimiz oldu.

 Yurdaer çevreyi fotoğraflarla tararken, bir şeyin farkına varır.  Bu kentin aslında sanat eserleriyle biçimlendirilmeye çalışılmış olduğunu, Heykeller ve Anıtlar diye başladığı resimleme çalışmasında 

onların dışında, onlar kadar önemli büstler, rölyefler, vitraylar, seramik ve mozaik panolar ile diğer özgün sanat çalışmalarının da değerlendirilmesi gerekir, der ve araştırmasını ciddi manada genişletir.

            Dünyadaki  Devletler taşra kentleri dahil olmak üzere, yaşadıkları başkentlerini, sanat eserleriyle süslerlerken, Osmanlı İmparatorluğunun payitahtı  İstanbul, Roma ve Doğu Roma medeniyetleri tarafından süslendiyse de  din anlayışımız ve terbiyemiz  resim ve heykele geçit vermediğinden, şehirlerin süslenmesi camii ve sebillerden ibaret kalmıştır. 

            Ancak çağdaşlaşma yarışında Cumhuriyetin  Başkenti Ankara'nın Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yeni filizlenen toplum bilincimize  övünç ve güven vermek için  900 civarında çeşitli sanat eserleriyle  süslendiğinin farkına vardınız mı? Ben habersizdim doğrusu. 

İşte bu görsel tarama ile Yeni Türkiye'yi  yalnız devrimlerle  değil aynı zamanda bu yeni anlayışı yansıtacak  çağdaş bir başkent ile taçlandırma çabası içinde olduğunu ve şehir içinde yaratılan çeşitli alan ve parklarda çeşitli sanat eserleriyle yeni toplumun yaratılmaya çalışıldığını anlıyoruz.

Yurda ve Engin
Son zamanlardaki reklam için alanları dolduran ibrik ve kahve fincanlarını bir tarafa bırakırsak, o zamanlar çeşitli konularda yapılan anlaşılabilir figüratif ya da nonfigüratif çalışmalarla çağdaşlığa yetişme konusunda  bir hayli yol aldığımızı söyleyebiliriz.  


Yurdaer'in başkentteki sanatsal varlıkların bir nevi envanteri olan bu çalışmasının,  sanat tarihçileri ve Akademisyenler için bir referans kitap olacağına inanıyor ve kendisini kutluyoruz.. 

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...