BEN ARMUTUR
Yalnızlığımın birinci haftası bitiyordu sanırım. Aslında saymasını bilmem ama bu hafta kelimesini duymuşluğum var. İşte uzun bir zaman olmuş gibiydi. Karnım aç ama en fazla da susuzum. Bacağımdaki ve belimdeki sızı devam ediyordu. Dün tellerin altından geçerken sırtımı çizdirmişim, eski yarayı kanattım herhalde. Ne yapsam da sırtımı yalayamıyorum. Bir acı ama oldukça tuhaf. Dilimi değdirsem geçecek biliyorum ama yapamıyorum, o da bana inat sızlamaya devam ediyor. Bizimkiler beni böyle görseler, benden önce onlar beni yıkar, bir şeyler sürerler ve acımı alırlardı. Sitenin çıkış kapısından dışarı yavaş yavaş yürürken, içim sızladı birden ve koşar adım eve döndüm, belki gelmişlerdir diye. Bu kaçıncı dönüşüm bilmiyorum evin bulunduğu sokağın köşesini dönüp süklüm püklüm sokağa girdiğimde içimde bir şey titredi, anlamıştım yine yoklardı ortada. O küçük insanın, arkadaşımın geleceğini birden bire ortaya çıkacağını bekliyorum... Bekliyorum... Taşlığa uzanıp başımı kollarımın üstüne yatırıp bizim sokak kapısını gözetlerken, ha şimdi açılır kapı diye zayıf da olsa bir ümidim vardı. Biraz sonra her şey geçti, bitti. Üzgünüm, çaresizim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.