19 Nisan 2022 Salı

Virgülsüz Turizm / Okan Üstünkök





VİRGÜLSÜZ TURİZM SEYAHAT A.Ş.

(ŞU ÖLÜMLÜ DÜNYA ÖYKÜLERİ   6)

 

Bristol  2/2020

 

BİR ÖN AÇIKLAMA: 

“Ölümlü Dünya Öyküleri” dizisinde işlenenler  aslında epey üzücü olaylar. Kimisi gerçek ve belgeli.  Çoğu  ise uyduruk.  Bu okuyacağınız yazı uyduruk olanlardan.  Dizinin diğer öyküleri kadar üzücü değil.  Uyduruk olmasına uyduruk ama hiç olmayacak bir şey de sayılmaz. Şehirlerarası yolculuklarda benzerini yaşamış olanlarımız herhalde vardır.

          İyi Okumalar...

1 Nisan 2022 Cuma

Dalgaların Savaşı / Hilmi Berk




 

DALGALARIN SAVAŞI


Birden karardı gökyüzü kızdı mı bilinmez

Oysa ışıl ışıl parlıyordu sakin sular oynaşarak

Ürpererek kaçıştı küçük dalgalar

Üzerilerinden minik köpükler atarak

 

Sığınmak istercesine en yakın kumsala

Telaşla çarptılar ilk engele, kayalıklara

Korku ile çekilirken geriye

Rüzgarın sesini duydular

Siz onlardan daha güçlüsünüz diye

Devamı için...

Bu şiiri Tuluyhan Uğurlu'nun müziği eşliğinde Ömer Bortaçina'nın sesinden dinlemek isterseniz, Videoya tıklayınız.







20 Mart 2022 Pazar

25 Şubat 2022 Cuma

Sevgi Hakkında /Puna Pamir Endem

 

Sevgi hakkında bir konuşma

         Telefon, gece saat 11:00’i gösterirken çaldığı zaman Profesör Rasim Taşdelen çoktan uykusunun derin bir katmanındaydı. Her günün sabahı 6.30’da uyanınca acele giyinip sokağa çıkan, evinin karşısındaki gazeteciden gazetelerini satın alıp hızla eve geri dönen, sonra kahvaltısını hazırlayıp yiyen, saat 7.45’de tekrar evden çıkan, trafikte boğuştuktan sonra saat dokuzda üniversitedeki dersine yetişen ve yalnız yaşadığı için her işini kendi görmek zorunda kalan bir akademisyen için gece saat 11 çoktan uykuda olması gereken bir saatti. Rasim Taşdelen, öğrencilerine dinamik bir tavırla ve açık bir zihinle ders anlatabilmek için mutlaka uykusunu alması gerektiğine inanırdı....

...     

Rasim Taşdelenyürüdüğü kaldırımında az ileride oturan, ancak iki yaşında kadar gösteren küçücük bir kız çocuğungördüğünde olduğu yerde donup kaldı. Soğuk kaldırımın üstünde oturan küçük çocuğun belden aşağısı tamamıyla çıplaktı. Yanına, kendinden biraz daha büyük bir başka kız çocuğu çömelmiş, onu korur gibi bakışlarını üzerine sabitlemişti. Soğuk Kasım gününde, küçücük bir çocuğun, belden aşağısı tamamen çıplak, buz gibi taşlarının üzerinde oturduğuna inanamıyordu. Çocuğun çıplak küçük esmer kıçı soğuk kaldırıma yapışmış gibiydi. Üst tarafındaki pırtık tişörtünün ve hırkasının yırtıklarından da yer yer esmer derisi görünüyordu. Yarı çıplaktı. Bu gerçek olamazdı; bu kadar yoksulluk, böyle bir sahne, İstanbul’un orta yerinde ancak hayal ürünü, veya bir senaryo gereği olabilirdi. 

Devam...

22 Şubat 2022 Salı

DİNLANDİYA NASIL DÖNERİSTAN OLDU / O. Üstünkök

 DİNLANDİYA  NASIL  DÖNERİSTAN OLDU

Bugün Döneristan diye bilinen ülkeye önceleri Dinlandiya denirdi çünkü buradaki kurulu düzenin temeli dindi. Ülkede  düzinelerle değişik din vardı. Kimlik belgesinde kişinin adından önce hangi dine bağlı olduğu yazılırdı.  Dinlandiya’daki dinlerin hiçbiri bildiğimiz dinlere benzemezdi.  Fikir vermek için bir kaçını  örnek olarak sıralayayım:

 

       Zer Gut Machinenizm (Alman malıydı. Mercedes marka Zerdüştlüktü)  

       Margarinizm  (Doğal  yağ  yemeyenlerin diniydi)

       Babadostluk  (Mensupları birbirlerine  Babacım derdi) 

       Başkasıversinizm  (Vergi kaçırma diniydi)

       Murtazacılık  (Kahveci Murtaza’yı peygamber sayarlardı)

       Safizm  (İyi niyetli, kendi halinde olan  saf insanların diniydi)

       Fatihterimizm  (Futbolcuların diniydi. Her sporun kendi dini vardı)

       Lodosçuluk  (Plajlardan her sabah çer çöp kıvır zıvır toplarlardı) 

       Lopçuluk  (Katı yumurta sevenlerin diniydi, rafadanı mekruh sayarlardı)

       Fortçuluk  (Metrobüse belli amaçla sadece kalabalık saatlerde binenlerin diniydi) 

       Kınalıyapıncaktapıncakçılığı (Kendi şarabını yapanların diniydi) 

       Babahindiizm  (Kasım kasım kasılırlardı) 

       Musafçarpsınkiizm  (Yalan yere yemin ederlerdi)

Devamı için...

 

25 Ocak 2022 Salı

Kara Kinaye / Hilmi Berk


 

KARA KİNAYE

 

 Kar, sen ne yaptın

Yağdın buraya, bula bula

İstanbul’a

Halbuki yağsaydın

Her zamanki gibi

Kıra, meraya, tarlaya

Hatta Ankara’ya


Hilmi Berk

23.01.2004

Devamı için...

Hilmi Berk^ten Kara ve kışa ait bir şiir...

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...