18 Mart 2021 Perşembe

İki Şiir, Kanlı Sırt ve Güneşin Doğusunda Olmak/ Hilmi Berk

 

Kanlı Sırt ve Güneşin Doğusunda Olmak

18 Mart 1915  Çanakkale Şehitlerini anmak için Hilmi Berk kardeşimizin yazdığı Kanlı Sırt ve Güneşin Doğusunda Olmak şiirlerini, Tuluyhan Uğurlu'nun müziği eşliğinde şimdi aramızda olmayan Mimar Ömer Bortaçina'nın seslendirmesiyle dinliyoruz. Hilmi Berk'in duygu dolu kaleminden Bakın Kanlı Sırt nasıl anlatılıyor, duygu dolu mısralar...   

Kanlı Sırt ve Güneşin Doğusunda Olmak


Bu adresten şiirlerin videosuna ulaşabilirsiniz, iyi dinlemeler...

17 Mart 2021 Çarşamba

Kanlı Sırt / Hilmi Berk

 

Gelincikler /Mahir Güven (Kanlı Sırt için) 

KANLISIRT

 

Mayıs sabahı ama ayaz var

Böyle imiş gelibolu yaza kadar

Bir sırttayız, adı yok, kendi var

Nasıl olsa biraz sonra adını kendi koyar

 

Hava soğuk

Emirler boğuk boğuk

Hep düşlerde İstanbul

Bu defa düşlere de yer yok ...

 ./...

 Bu şiirin tamamını ve şairin diğer şiirlerini üstteki isim sekmesinden takip edebilirsiniz.





5 Mart 2021 Cuma

Mehmet Talat Paşa

 Mehmed Talat Paşa

Amatör bir yorum denemesi…  /  Şubat 2012  /  Ahmet Sönmez

Günümüzde, internet kullanımının olağanüstü yaygınlaşması sonucunda, web ortamından edinilebilecek bilgilerin bir kütüphane dolusu bilgiye eşdeğer hale geldiği görülüyor. Bu imkandan en çok yararlananlar elbette sevgili öğrenciler. Ödev olarak verilen bir konuyu internet’te ararsın, ansiklopedik bilgileri birkaç kaynaktan kopyalarsın ve uygun bir biçimde arka arkaya yapıştırırsın… Kopyala, yapıştır, kopyala, yapıştır… Ödev tamamlanmıştır..!

Mehmed Talat, bana göre böyle basit bir ‘kopyala, yapıştır’ muamelesini hak etmeyecek kadar önemli ve dünya çapında iz bırakmış, ‘yenilikçi’ bir kişilik. Yaşam öyküsü, hayattayken yapabildikleri ve yapamadıkları, sevapları ve günahları gibi ayrıntıları içeren ansiklopedik bilgileri, yerli ve yabancı web ortamlarında aramak ve fazlasıyla bulmak imkanı var. Öte yandan bendeniz,  Talat konusunu, mesleğimizin bize kazandırdığı “hakikati aramak” içgüdüsü ile ele almak ve konu üzerinde haftalarca düşünmek fırsatını yakalamış olduğum için ayrıca sevinçliyim. Bu vesileyle, 50 seneden fazla bir süreden beri, çeşitli kaynaklardan okuyarak, dinleyerek, görerek tanıdığım ve her fırsatta anmaktan onur duyduğum ‘Posta Nazırı Talat’ı sizlere tanıtmaya çalışacağım…

Devamını yazarın isim sekmesinden takip edebilirsiniz...

16 Şubat 2021 Salı

İstanbul '50'lerin Sonu ve '60'ların Başı 1 ve 2 / Yücel Akyürek


 

İSTANBUL

 ‘50’lerin Sonu ve ‘60’ların Başı

 

Yücel Akyürek, Yolboyu ’50, ’60 ve ‘70’li Yıllar, Yeni İnsan Yayınları kitabından alıntıdır.

    1   İstanbul’a taşınmıştık. Son sınıftaki kış tatilinden dönüşte Samsun’dan Talas’a; yaz tatili için de Talas’tan İstanbul’a gitmek, 16 yaşında bir çocuk için yeteri kadar sersemleticiydi. O zamanlar İstanbul’un nüfusu bir milyon dolaylarındaydı.

Kaçınılmaz geleceğin ipuçları görebilenler için ortada olsa da, hiç kimse, 60 yıl içinde İstanbul nüfusunun ve kapladığı alanın 16 kat büyüyeceğini kolay kolay öngöremezdi. Bulaşıcı hastalıklar ve bebek ölümlerine karşı yürütülen savaşların başarısı ve tarlalarda ırgatların yerini almaya başlayan traktör ve biçerdöverler, köylerine sığmayan işsiz insan yığınlarını çoktan “Taşı toprağı altın” bu kentin çekim alanına doğru itmeye başlamıştı. Sayıları yavaş yavaş artan apartmanların kalorifer tesisatları sobanın yerini alıyor;  kazanlara kömür atacak insanlara duyulan gereksinim yepyeni bir sosyal sınıf oluşturmaya başlıyordu. Bodrum katlarındaki kapıcı daireleri önce orada oturanların yakınları, sonra da kırsaldan koparak işe, çocuklarının eğitimine ve fırsatlara koşan diğer kalabalıklar için kullanışlı birer ilk sığınma yeriydi.

Bu yazının devamını ve diğer yazılarını üstteki "Yücel Akyürek" sekmesinden takip edebilirsiniz

14 Şubat 2021 Pazar

Kültür / Hilmi Berk

 

KÜLTÜR

Sonunda engin kültürümün değerini anlıyan birisi çıktı. Tahmininiz doğru, Doktorum!..

 Doktorum beni aradı, senden kültür almam gerekiyor dedi. Nasıl heyecanlandım anlatamam. Bunca yıl kendimde titizlikle sakladığım kültürümü artık toplum hizmetine sunacaktım.  Okuduğum kitaplar, sanat ve edebiyat tarihi, ekonomi, politika, artık aklınıza ne gelirse bir anda sınava hazırlanan lise öğrencisi gibi aklımdan geçiverdi. Kültür vermeye artık hazırdım. Doktora giderken bütün bildiklerimi mırıldanırken yanımdan geçen arabaların şoförleri bana hayretle bakmaktan kaldırıma çıkma tehlikeleri atlattılaz...

Diye başlıyor şair Hilmi Berk'in mizah hikâyesi, Kültür, hoş bir öykü, naif bir anlatım.


Devamı için üstte yazarlar bandındaki "Hilmi Berk" sekmesine gidiniz.  

10 Şubat 2021 Çarşamba

Anadolu Kavağı'nda Balık / Puna Pamir Endem

ANADOLU KAVAĞI’NDA BALIK



 Ayhan, yan dönerek boy aynasında nasıl göründüğüne baktı

.  Bu ayna biraz şişman gösteriyordu galiba.  Giyim mağazalarındaki aynalarda daha ince, daha göbeksiz görünüyordu oysa.  Yoksa mağaza aynaları mı hileliydi?

          Bazen göbeğine ve sırtının yanlarından beline doğru inen yağ katmerlerine hiç aldırmamak geliyordu içinden.  O, bu aldırmama isteğini “artık vazgeçmek” diye tanımlıyordu.  Sonra “vazgeçmek” için erken olduğunu düşünüyor, aynada göbeğine kızdığı zamanlar, ilk fırsatta spora başlama kararı alıyor, sonra da bir türlü spor yapacak eşref saati yakalayamadığı için kendini mutsuz etmeyi bir kez daha başarıyordu...  Özellikle son bir yıldır....

Bu öykünün devamını "Puna Pamir Endem" sekmesinde bulabilirsiniz..

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...