7 Aralık 2022 Çarşamba

Neden yazıyormuş Orwell? / Ünal Özüak


Orwell meğerse neden yazıyormuş…

"Yazmak istiyorum çünkü ortaya çıkarmak istediğim bir yalan, dikkat çekmek istediğim bir olgu var ve başlangıçtaki kaygım, sesimi duyurmak...." diye başlıyor devamı geliyor.

"Çocukluğumda edindiğim dünya görüşümden ta­mamıyla vazgeçmeyi ne becerebilirim ne de istiyorum. Tüm yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir ve dürtülerinin altında bir gizem yatar. Kitap yazmak, acı verici bir hastalığın uzun süren nöbetleri gibi insanı bitiren korkunç bir mücadeledir."

Devamı için

23 Ekim 2022 Pazar

Sen Hanamıza Gelende / Sadık



Benim bir öyküm, Komşumuzda yaşanan insanlık dramına ithaf....


 
“Bugünü iple çekirdim. Günlerden Car-ı şembe, haftanın dördüncü günü ola. Bugün Adli Tıp’dan vereceklerini söylediler bene gızımın cansız bedenini. 
Allah razı ola onlardan. Söylemesi zor hem de çok zor. Allah vermişti onu, Allah aldı yanına dersem, bilirem ki softaları sevindirirem. Her nasıl olursa olsun, bu onun gaderidir, gader mutlak tecelli ider, dersem eger, özümü inkâr idip, öz canım incitirem. Katlettiler gızımı sebepsiz buna gader denir mi?” Adam halı seccadenin üstünde secde ederken seccadeyi tanıdı. Bunu kızı on, on iki yaşlarındayken kendi başına tezgahta dokumuştu. Onu hatırladı. Gözleri doldu,  başı secdede mırıldanarak ölenin arkasından içten gelen bir ağıta başladı.


Devam için

15 Ekim 2022 Cumartesi

Mi? / Okan Üstünkök


mi  ?

                 ekim 2010 datça

 

“güzel öldüler”  dendi maden işçileri için …

 

görmeyen gözlerim  kara

zonklayan şakaklar kara

kömür kara bahtlar kara

                 damarlar da kara damar da

saat dersen zaten hep karanlık burada

             avuçlarda uyunmamış uykular 

çökecek çatlaklarda damla damla sular

   sularda  vakitsiz ölenlerimizin

                nakitsiz ölenlerimizin 

gereksiz gecikmesiz 

dileksiz  dilekçesiz ölenlerimizin 

belki yanarak belki kavrularak belki ne olduğunu bile bilmeyerek

kuytuları tutmuş köşelere kurulmuş tepelere konmuş umursamazlıklardan

ölenlerimizin ölenlerimizin senelerdir ölenlerimizin

düğümlenir  hıçkırıksız  acısı 

son solukların cansız sancısı

derinden derinliklerden  

usul usul  belli belirsiz  ve ümitsiz çırpınışlar

yürekleri delerek

yürekleri deler

yürekleri del

yürekler 

yürekle

yürek

yüre

y

 

 

                

 

2 Ekim 2022 Pazar

Fındık Kabuğuna Sığar /O. Üstünkök

 FINDIK  KABUĞUNA SIĞAR

HAN KAPISINDAN GEÇMEZ

  Çocukluğumun ve gençliğimin  bir kısmı Karagümrük’te geçti. O nedenle Cevat Hocam’la hemşehri sayılırsam da yollarımız orada kesişmedi, kesişemezdi....



Devamı için...

Dostlar, Kardeşler,

Son bir kaç hafta içinde  üstü üste gelen kötü, acı haberler içimi dağladı.  Okuldaşımız  Doruk Pamir’in kardeşi, can dostum Ahmet Duru Pamir, arkasından bir başka kardeşim, sınıfdaşım, yoldaşım Murat Balamir, ve en son da hepimizin bildiği, sevdiği, saydığı Hocam, Ustam, Ağabeyim Cevat Erder beni/bizi bırakıp gittiler.

Cevat Hocam için Mimarlar Odası geçen yıl onun doğum gününe yetiştirdikleri bir anı kitabı oluşturmuştu. İçinde benden de bir pasaj var.  Blog ‘a katkıda bulunanların hepsi, belki izleyenlerin de bir kısmı,  Cevat Hocam’la yolları kesişmiş olanlardır sanıyorum.   O yüzden, uygun göreceğiniz varsayımıyla, Blog’a yüklenmesi için  pasajın tamamını, kitapta yer aldığı gibi,  iletiyorum. Hocam başta olmak üzere tüm yitirdiklerimiz ben/bizler yaşadıkça anılarımızda yaşasın diyedir. Elimden gelen bu.

Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla,

O. Üstünkök

1 Eylül 2022 Perşembe

Bir Garip Yapı / Suha Özkan

 Dünya’nın En Saçma Yapısı mı?

 Suha Özkan Hon. F AIA

 

Kahramanmaraş’ta Özel İdare Binası olarak kullanılan
yapı yıkıldı. Mimarı Haldun Sunal da kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Bu yapı geçtiğimiz yıl “Hazret-i Google” izleyicileri tarafından “Dünya’nın En Saçma (ridiculous) Yapısı olarak seçilmişti. Yöneticilerimiz bu aşağılamaya dayanamadılar ve yeterince kamuoyu oluştuğuna inanmış olacaklar ki,  hiç çekinmeden yıkıverdiler. Ne yazık ki tüm mimarlık kamuoyu sessiz kaldı. Zaten “karikatür Selçuklu adalet saraylarına” sessiz kalanlardan da mesleğimiz adına ciddi  bir beklentimiz yoktu.

 Devamı için...

11 Ağustos 2022 Perşembe

Mükerrem Hürrem / Okan Üstünkök


               MÜZİKSİYEN  GÜREŞÇİ  MÜKERREM HÜRREM
Ben var ya, benim adım  Mükerrem oluyor. Soyismim de Hürrem. Yani tam adım Mükerrem Hürrem. Kendimi tanıtmamın şeyi var, sebebi var.

O da şu: Biliyorsunuz durup durup kendine hayalî mayalî arkadaşlar uyduran sözüm ona yazar bir herif var. Kendisi aslında şey, mimar  veyahut  işte öyle bir şey yani. İşte o benim hakkımda bir yığın şunu bunu yazıp duruyor.  Adam mimarsa mimarlığını yapsın arkadaş, ne diye saçma sapan kara saban  şeyler yazıyor, öyle değil mi? Yazı yazmak ona mı kaldı? Töğbe töğbe. Bunu ne için diyorum? Şunun için diyorum ki işte bu adam günün birinde oturup beni yine şey edecek, yani yazacak. Onun için bu sefer ben ondan önce davranıp yazayım da kendimi doğru dürüst tanıtayım  diyorum, iyi mi? Çünkü  bu herifin yazdıkları hep hayal hep uyduruk, yani nasıl desem,  gerçek falan değil yani. Herif uyduruk kaydırık kıvır zıvır şeyler  yazıktırıp da beni yanlış yunluş   anlatıp duracağına nasıl  biri olduğumu varın gelin benden duyun diye bugün kendimi size ben kendim tanıtacağım. Bak yeminle söylüyorum,  anlatacaklarımın hepsi gerçek. Bir gram şey yok, uyduruk kuyruk falan yok. 

Devamı için...

                         

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...