Bir Kuruluş Öyküsü / E. Arısoy

 

BİR KURULUŞ ÖYKÜSÜ

 

 

 

Yıl 1964. ODTÜ Mimarlık Fakültesini bitirmişim. Artık çiçeği burnunda bir mimarım. Yüksek lisans bölümüne kaydımı yaptırmışım, üç dört yıldır sol düşünce ile haşır neşirim, geleceğe umutla bakmaktayım.

 

Bir yaz akşamı. Sınıf arkadaşım Gündoğdu Gencer ile Atatürk Bulvarı’nda amaçsızca geziniyoruz. Bakanlıklar yönünden ortak tanışlarımız Alper Doğay ile Yalçın Cerit geliyorlar. Karşılaşınca da

 

“Burada böyle aylak aylak dolaşacağınıza gelin de partiye üye olun!”

 

diyorlar. Gündoğdu ile birbirimize bakıyoruz ve ikimizin ağzından aynı anda aynı sözcükler çıkıyor:

 

“Neden olmasın?”

 

Dördümüz birlikte, Gima’nın yakınındaki Angora Pastanesi’nin bulunduğu yapının en üst katına, TİP Ankara İl Örgütüne gidiyoruz. Giriş belgeleri dolduruluyor, Alper ve Yalçın bizleri öneren kişiler olarak belgeleri imzalıyorlar ve Gündoğdu ile benim politik yaşamımız başlıyor.

 

Parti üyesi olmak ciddi bir iş. Oturup partide çay içmek ve geyik yapmakla olmuyor. İkimiz de her işe koşturuyoruz. Partide etkin gençlere gereksinim duyuluyor ve ben Merkez İlçe Yönetim Kuruluna seçiliyorum. Kurulda benden başka Şekibe Abla (Çelenk), Süleyman Ege, Ethem Yazgan,  Osman Çamer, Mustafa Karayol ve şu anda adını anımsamadığım bir kişi daha var. İlk oturumda Şekibe Abla başkanlığa, ben yazmanlığa, Osman Bey de saymanlığa öneriliyoruz ve de seçiliyoruz.

 

Partide diğer üniversitelerden gençlerle tanışıyoruz. Bu tanışlardan aklımda kalanlar Ataol Behramoğlu, İsmet Özel (sonradan politik görüşleri değişecek), Ümit Hassan, Ahmet Say, Abdullah Nefes, Hüseyin Ergün, Attila Arsoy, Alper (soyadını anımsamıyorum, Hachette Kitabevinde çalışıyor), Aslan (soyadını anımsayamıyorum). Bir de Muzaffer var. Bana garip garip sorular yöneltiyor. Polisliğinden şüpheleniyorum ve durumu bizim Osman’a (Aybers) açıyorum. Osman’ın yanıtı kesin:

 

“Muzaffer polis bile olamayacak kadar aptal biri !”

 

Siyasal’dan, Dil Tarih’ten, Hukuk’tan ve ODTÜ’den sol eğilimli arkadaşlar bir araya gelip bir dergi çıkarmayı tasarlıyoruz. Adı “Dönüşüm” olacak dergi böylece doğuyor. Dergiyi bayilere vermeyip Kızılay’da kendimiz satacağız ve her sayının satışından elde edilecek gelir öbür sayıyının basımında kullanılacak döner sermayeye aktarılacak.

 

Yazılar ve resimler kolaylıkla toplanıyor. İlk sayı basılıyor. Kızılay’da Sakarya Caddesi’nin girişine sıralanıyoruz. Elimizde birer dergi. Bağırıyoruz:

 

“Sömürüye karşı Dönüşüm!”

“Emperyalizme karşı Dönüşüm!”

“Sosyalizm için Dönüşüm!”

 

Halk çok ilgili. İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyor. Dergiler birer birer tükeniyor, koşturup depodan yenilerini getiriyoruz. Kızılay’dan geçen Tuğrul Akçura Hocamız parasını verip bir adet Dönüşüm alıyor, ardından ekliyor:

 

“Yarınki sınavınızı unutmayın evlatlarım!”

 

Çevrede kalabalık artıyor. Çoğunu tanımıyoruz, ancak karanlık suratlı kişiler. Bir ara birinin diğerine gözüyle işmar ettiğini görüyorum. (O zamanlar MHP yok, bunlar AP Gençlik Kolları ve Komünizmle Mücadele Derneği mensupları) Saldırıyorlar, ele geçirebildikleri dergileri yırtıyorlar, döğüş başlıyor. Benim bulunduğum yönde, Sergen Pastanesi’nin önünde bir saldırganı kötü benzetiyoruz. Asker Mehmet’in vole atar gibi savurduğu tekmeyi gerici gazetelerden biri fotoğraflamış, ertesi günü şu alt yazıyla gazetesinde sergileyecek:

 

“Galeyana gelen milliyetçi gençler komünistleri dövüyorlar”

 

Bir süre sonra yetişen güvenlik güçleri her zaman olduğu gibi saldırganları bırakıp bizleri toparlıyor. Benzer görüntüler haftalarca bir birini izliyor. Senatör Niyazi Ağırnaslı sorunu mecliste gündeme getiriyor, bir sonuç alınamıyor.

 

Değişik üniversitelerde okuyan biz sol eğilimli gençler okullarımızda birer fikir kulübü kurup sonra da bir federasyonda bir araya gelmek istiyoruz. ODTÜ’de ortam araştırması ve saptaması yapmak bana ve Gündoğdu’ya düşüyor. Tam o sırada üniversitemizde Öğrenci Birliği seçimleri var. O zamana kadar ODTÜ’de değişik sosyal etkinlikler (sosyal etkinlikten, danslı partiler, çaylar, suya sabuna dokunmayan açık oturumları anlıyorlar) düzenleyen gruplar seçimleri kazanmışlar. Yine öyle gruplar kurulmuş ve harıl harıl hazırlanıyorlar. Okulda bir tarama yapıp sol eğilimli öğrencileri saptamaya ve bir toplantıda bir araya getirmeye çalışıyoruz. Gündoğdu’nun İzmir’den tanıdığı Bekir Harputlu’ya açılıyoruz. Son derece olumlu karşılıyor. Ben bir Amerikan karşıtı gösteride Mühendislik Fakültesinden Tunca Bökesay’ı görmüştüm, ona haber iletiyoruz. Bizim fakültede solcu olarak tanıdığımız arkadaşlarla konuşuyoruz. Osman Aybers ve Mehmet Hamuroğlu dışındakilerden pek yüz bulamıyoruz. Belli ki bir şeylerden çekiniyorlar.

 

Çekirdek kadro yakın çevresinde araştırma yapıyor. İki, üç gün içinde öngöremediğimiz ölçüde kalabalıklaşıyoruz. Sonunda Mimarlık Fakültesindeki sınıflardan birinde bir toplantı düzenliyoruz. Katılım çok fazla: Ben, Gündoğdu Gencer, Osman Aybers, Hulagu Bulguç, Hüseyin Tanrıöver, Bekir Harputlu, Vahap Erdoğdu, Muammer Soysal, Tunca Bökesay, Ercan Enç, Kurthan Fişek, Seyhan Say, Nurten Kam, Selami Sargut, Ergin Kısakürek, Bahattin Akşit, Mehmet Koca, Özkan (soyadını anımsamıyorum, 21 Mayısçılardan), Tevfik (soyadını anımsamıyorum)........Mutlaka başka arkadaşlar da var ama aradan kırk yıl geçti, bu toplantıdan usumda kalanlar kişiler bunlar.  Hocalardan da ilgilenenler var. Ergin Günçe, Cemalettin Çakmak, Yaşar Gürbüz, Arif Payaslıoğlu. Ancak bu ilk oturumda hocalar yok, onlar izleyen günlerde katılacaklar.  

 

İlk toplantıda iki konu üzerinde duruluyor. Birincisi çok acil. Kısa bir süre kalan Öğrenci Birliği seçimlerine katılmak. Genel kanı sonuçtan çok umutlu değil. Yine de, bir anlamda bir Amerikan kuruluşu olan ODTÜ’de gücümüzü denemek istiyoruz. Bakalım oy oranımızın yüzdesi ne olacak? İkinci konu toplumsal düşüncenin okul içinde yagınlaşmasını, örgütleşmesini sağlayacak bir fikir kulübünün oluşması. Gücümüzün bölünmesi diye bir kavram yok. Herkes her iki örgütleşmeyi de destekleyecek. Önce seçim konusu tartışılıyor. Başkan adayının mutlak Mühendislik Fakültesinden olması gerekiyor. Bu bir sorun yaratmıyor. Tüm katılanlar Muammer Soysal’ın başkanlığı konusunda fikir birliğindeler. Yönetim Kurulunun diğer üyeleri  için öneriler geliştiriliyor. Bekir de mutlaka listeye alınmalı. Bir bayan olmalı yönetimde, Seyhan mı? Nurten mi? Nurten Seyhan’ın adaylığını destekliyor. Çok sayıda arkadaşın yönetime girmesini istediği Ergin kendi adaylığına karşı çıkıyor.

 

“Benim soyadım Necip Fazıl’ın soyadı ile özdeş, bu nedenle listemiz çoğu kişiye antipatik gelebilir!”

 

diyor ve çekiliyor. Liste son biçimini alıyor. Benim listeden bugün anımsadığım isimler Muammer, Bekir, Seyhan ve Selami. Anımsayamadıklarım altmışbeş yaşımın beyin yorgunluğuna versinler. Grubun adı konusunda bir sorun yok. “Toplumcu Grup” adı tüm katılımcılarca benimseniyor.

 

Hazırlıklara hemen girişiliyor. Pankartlar, afişler düzenleniyor, çeşitli duvarlara yazılar yazılıyor, konuşmacılar belirleniyor. Bekir kafeteryaya yayın yapan düzenekten ODTÜ’lülere sesleniyor.

 

“Ben Toplumcu Grup adına konuşuyorum,.........Bize mutlaka oy verin demiyorum ama söylediklerime kulak verin...............Bu düzen okulumuzda ve ülkemizde böyle sürmeyecek, bir şeyler mutlaka değişecek, bu değişimi olumlu yöne çevirmek sizlerin ellerinde..........”

 

Okuldaki kulüplerden de bizleri destekleyenler var. Özellikle “Halk Oyunları Kulübü” seçim öncesi bir gösteriye yakalarında “Toplumcu Grup” yazılarıyla çıkıyorlar.  Seçime katılanlardan “Reform Grubu”nda da solcular var. Birleşmeyi öneriyorlar, ancak çok geç.

 

Sonunda seçim günü geliyor. Ben kafeteryadaki sandığın başında görevliyim, yakamdaki “Toplumcu Grup” etiketini gururla taşıyorum. Akşamın bir saatinde seçim süresi doluyor. En çok oy kafeteryadaki sandığa atılmış. Oy sayımı başlıyor. Reform Grubu ile Toplumcu Grup çekişiyor. İktidardaki sosyal etkinlikçilerin (sanırım Güneş Grubu) ve Emin Çölaşan’ın başkan adayı olduğu grubun (adını anımsamıyorum) gerilerde kaldığı anlaşılıyor. Diğer sandıkların sonuçları daha önce alınıyor. Reformcular yirmi, otuz oy öndeler. Tüm öğrenciler kafeteryada, sandık masasının çevresinde toplanmış, çıt çıkarmadan sandık başkanı Yücel Özden’in ağzından çıkanları dinliyor:

 

“Toplumcu Grup tam liste, .....Reform Grubu tam liste, ......Reform Grubu Ertöz Vahit Suiçmez dışında tam liste,..... Toplumcu Grup tam liste, ........”

 

Oyların sonuncuları sayılıyor. Artık fark üçlere, beşlere düşmüş. Son oylar sürekli bize çıkıyor.... Tüm sandıkların toplamında Öğrenci Birliği seçimi sonuçları: Toplumcu Grup Reform Grubundan 7 (evet tam yedi) oy fazla alarak seçimleri kazanıyor. Muammer Başkan olacak. Ancak ufak bir sürpriz var. Reform Grubundan Aydın Karagözoğlu da kazananlar arasında. O da Genel Sekreter olacak ve sonraki seçimlere hep Toplumcu Grup adayı olarak katılacak.

 

Seçimler böylece istediğimiz biçimde sonuçlanıyor. Sırada fikir kulübünü kurmak ve tüzüğünü kaleme almak var. Toplantılar birbirini izliyor. Tüzük taslağı hazırlanıyor, maddeler bir bir tartışılıp son biçimlerini alıyorlar. Bu kez toplumcu yerine doğrudan sosyalist sözcüğünün kullanılması fikri ağır basıyor ve “Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyalist Fikir Kulübü” böylece doğuyor. İlk yönetim kurulu için seçimlere geçiliyor. Herkes büyük bir özveri içinde. Üyeler birbirlerini aday gösteriyor. Yapılan seçim sonucu SFK Yönetim Kurulu şöyle oluşuyor: Başkan Tunca Bökesay, İkinci Başkan Ersin Arısoy, Genel Yazman Kurthan Fişek, Genel Sayman Ercan Enç, Üyelerden biri Gündoğdu Gencer, diğer üyeler yine usumdam gitmiş, Vahap Erdoğdu olabilir, Osman Aybers olabilir, ya da başkaları....

 

Kulübün resmen tescil edilmesi için Cemiyetler Masasına bildirimde bulunmak şart. Gerekli belgeler tamamlanıyor. İş başa düşüyor. Elimde belgeler Necatibey Caddesinde, Maltepe Köprüsünün yanındaki Emniyet’in Cemiyetler Masası bölümüne yollanıyorum. Biraz huzursuzluk ve ürküntü duyuyorum. Kendi ellerimizle adlarımızı ve adreslerimizi polise bildirmeye gidiyorum. Hoş onlar adları ve adresleri zaten saptamışlardır. Yüzü hiç yabancı gelmeyen bir komser (parti kongrelerindeki hükümet komserlerinden biri olabilir) getirdiğim belgeleri bir bir inceliyor, gerekli defterlerde işlemler gerçekleştiriyor, son derece kibar davranıyor, güçlük çıkarmıyor, sonunda beni hayretlere düşüren bir biçimde elimi sıkıyor ve ekliyor:

 

“Kayıt ve tescil tamam, hayırlı olsun, başarılar dilerim!”

 

Okulda yavaştan yavaştan etkinliklere girişiyoruz. Bir “Viyetnam Savaşı Sergisi” açıyoruz. Oldukça ilgi topluyor. Açık oturumlar, söyleşiler (Yaşar Kemal), müzik geceleri (Aşık Mahzuni) düzenliyoruz. Önemli günlerde ve gerektiğinde gazetelerde bildirilerimiz yayınlanıyor. İktidardaki Adalet Partisi belirgin biçimde yobazlığa prim tanıyor ve antidemokratik yasa tasarıları hazırlıyor. Bu konuda da bir bildiri döşeniyoruz. Ertesi gün okula giderken satın aldığım gazeteden önce bildirimizi okuyorum:

 

“27 Mayıs Anayasasının gerektirdiği devrimci atılımları gerçekleştirmek yerine faşizmin gelişini desteklemek namussuzluktur. ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü.”

 

Bildirimizin altında iki satırlık şöyle bir haber var:

 

“Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fikir Kulübü Başkanı Tunca Bökesay göz altına alındı!”

 

O gece eve dönmüyorum. Sınıf arkadaşlarımdan üçünün kaldığı evde gizleniyorum. Protestolar, savaşımlar, tutuklanmalar, mahkumiyetler, işkenceler, öldürülmeler dönemi başlıyor.........................

 

 

 

Geçtiğimiz kırk yıl içinde faşizme karşı savaşan, tutuklanan, işkence gören, sakat bırakılan, darağacına gönderilen, çeşitli yöntemlerle yaşamınına son verilen, yıllarca hapis yatan, iş ve yaşam olanakları ellerinden alınan, türlü baskılar altında savaşımını sürdüren, liberalizmin yapay büyüsüne kapılmayıp kırk yıl önceki düşüncelerinden taviz vermeyen tüm devrimci arkadaşlarımın kutsal anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

 

 Ersin Arısoy

Mayıs 2005

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz okunduktan sonra yayınlanır. Yorumunuzun altına ad ve soyadınızı yazınız, Kimliği belirsiz yorumlar yayınlanmaz.

ÖNE ÇIKAN YAYIN

And They Died / Gün Gencer

  AND THEY DIED (THE ROAD TO GALLIPOLI) (ÇANAKKALE SAVAŞINA GİDEN YOL) A TRAGEDY IN THREE ACTS  (A Docu-drama with music written in memory o...